Salı akşamı Otokoç Otomotiv’in kuruluşunun 90’ıncı yıldönümü idi.
Aynı akşam Koç Holding Şeref Başkanı Sayın Rahmi Koç’un da “iş hayatına başlamasının 60’ıncı yılı” kutlandı.
Cem Yılmaz’ın fotoğraflarla anlattığı “Rahmi Koç’un hayatı” içinde babası Vehbi Koç’tan başlayarak Koç ailesinin yurt içi ve dışında Türkiye için nasıl durmadan çalışıp ürettiğini izledik.
Otokoç Otomotiv’in temelleri 1928’de atılmış. İlk yerli otomobil Anadol, Ford, Volvo, Fiat, Jeep gibi yabancı markaların, araç kiralama şirketi Avis’in getirilmesi derken Otokoç yıllar içinde yabancı ülkelerde de yer alan dev bir otomotiv sanayiine dönüşmüş.
Vehbi Koç’un Cumhuriyet’in kurulmasından kısa süre sonra Batı ülkelerindeki gelişmeleri Türkiye’ye getirme çabasını daha sonra Rahmi Koç aynı titizlik ve ciddiyetle sürdürmüş. Koç Vakfı ve Üniversitesi’yle eğitimde de büyük hizmet veren Koç Holding’in sağlıktan gıda sektörüne kadar hemen her alanda kazandığı başarılar Türkiye’nin çağdaşlaşmasına büyük katkı sağlamıştır, sağlamaktadır.
Ali Koç’un Fenerbahçe Başkanı olmasıyla sanırım spor alanında da Koç ailesinin etkileri görülecektir.
Amaç ve ciddiyet
Rahmi Koç’un 60 yıllık iş hayatını ve Otokoç Otomotiv’le elde edilen ilerlemeyi izlediğim zaman bir kez daha “hedefe kilitlenme”nin önemini düşündüm.
Elindeki maddi imkanları aşmadan, imkanlar elverdiğince “girişim” ve bir amacın peşinden kararlılıkla gitmek kazandırıyor.
Başkalarıyla değil, kendiyle yarışmak, etik değerlere önem vermek, kazanırken ülkene de kazandırmak yüceltiyor.
Gurur verici başarılar, iş disiplinini ve saygıyı korumakla elde ediliyor.
Koç Ailesi hep “vergi rekortmenleri” listesinin başında yer almıştır ama onların tevazularının değiştiği hiç görüldü mü?
Rahmi Koç hala dinlenmeden “çalışan bir emekli” ve Türkiye’ye hizmet etmeye ailesiyle birlikte devam ediyor.
Ona ve Koç Otomotiv’e daha nice başarılı yıllar diliyoruz.
Hükümet kilitlenirse…
“Hedefe kilitlenme” derken seçime 3 gün kala siyasilerin konuşmaları da rakiplerine kilitlenmiş durumda.
Bu arada dün yazdığım “seçimin tekrarlanma” ihtimali sık sorulan sorular arasında bulunuyor. Çarşamba günü Ak Parti Millletvekili Nabi Avcı’ya da soruldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar seçileceğine emin olduğunu söyleyerek başlayan Avcı:
“Meclis çoğunluğu, cumhurbaşkanı ve onun hükümetini kilitlemek üzere bir yapı oluşturursa zaten millet yeniden seçim ister” dedi. Aynı konuşmada “halkın seçimlerden yorgun olduğu” yorumu da vardı. Doğrudur, halk bitmeyen seçim ve referandumlardan yorgundur.
Tekrarlayalım, “AB içinde koalisyonlarla yönetilen ülkelerde” partiler de, başbakanlar ve cumhurbaşkanları da bu uyumu sağlamayı görev biliyor.
Cumhurbaşkanı ile Meclis çoğunluğu aynı partiden olmasa da “seçilenler” uyum içinde çalışmaya özen göstermeli, çalışmalar kilitlenmemeli ve bu seçim tekrarlanmamalıdır.