Öncelikli olarak düşünmemiz gereken konu Türkiye’nin seçim süreçleriyle kaybettiği zamanı telafi etmesi, sorunların çözümü konusunda çok hızlı davranması gerektiğidir.
Başta terör olmak üzere uzun süredir devam eden kaos ortamı ve istikrarsızlık bize çok şey kaybettirdi. Örneğin; Güneydoğu’da PKK’nın yol kesme, yola patlayıcı yerleştirme, araç yakma ve saldırıları turizmi sekteye uğrattı. Mardin gibi en gözde turistik illerde sezonun en aktif döneminde bile rezervasyonlar iptal edildi, turizm yatırımları durma noktasına geldi. Birçok otelin kapanma aşamasına geldiği, otel inşaatlarının durdurulduğu, yüzlerce personelin işsiz kaldığı ilgili kuruluşlar tarafından açıklanıyor.
Diğer tarafta PKK’ya operasyonlar sürerken şehit sayısı da her geçen gün artıyor.
Meclis çalışmalı!
Irak’ta Peşmerge Komutanı Kasım Şeşo Türkiye’de de konuşulan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vurguladığı bir gerçeği dile getirdi ve “YPG ve PKK IŞİD’e yardım ediyor. IŞİD’in kuzey Irak’ta faaliyet göstermesine destek veriyor” dedi.
Irak’ta ortak çalışan iki terör örgütünün Türkiye’de de bunu yapmaması için neden yoktur.
Demek ki artık durum “açılım” sürecinin başladığı günlerden çok farklı bir noktadadır, PKK destek alıyor, terör saldırıları Suriye bağlantılı ve bu nedenle çözüm politikaları da ona göre düşünülmek zorunda… Yani sınır ötesindeki gelişmelerden, ilan edilen kantonlardan, PYD-PKK-IŞİD’in birlikte hareket etmesinden, ABD’nin PYD’Yi müttefik görmesinden bağımsız olarak bir çözüm düşünülemez.
Bu konu ve AB’nin ödüller karşılığında “2.5 milyon mülteciyi Türkiye’ye hapsetme ve Avrupa’ya geçişlerini engelleme” çabası acilen karar bekliyor. Bunlar TBMM’de tartışılması gereken kararlardır.
Yeni hükümetin en kısa zamanda kurulması ve bu çalışmaların başlaması gerekiyor.
Muhalefetin önemi!
CHP ve MHP genel başkanları, partilerindeki tepkileri duymazdan gelerek daha önce kaybettikleri her seçim sonrası yaptıkları gibi “hiçbir şey olmamış” havasında yola devam ediyorlar.
Kılıçdaroğlu, Baykal ile uçakta yaptığı konuşmada “7 Haziran’da ele geçen tarihi fırsat kaçtı” demiş. Her ne kadar bunun tek sorumlusu olarak MHP’nin, Meclis başkanlığı seçiminde bile süren uzlaşmaz tutumunu gösteriyor iseler de genel başkanlar “kaybettikleri çok sayıda seçimi” göz önüne almak zorundadır.
Lider olmak “partisinin içinde bulunduğu tabloyu doğru analiz etme ve yenilenme ihtiyacına saygı duyma becerisi”ni de gerektirir.
Her iki partide “olağanüstü kurultay ve lider değişimi” talepleri sadece partilerin içinden değil, eski ve deneyimli üyelerinden de geliyor ve taleplerinin nedenleri açık şekilde listeler halinde ortaya konuyor. CHP ve MHP liderlerinin bu tepkilerin haksız olduğunu söyleyecek şansı kalmamış, başarmaları için tanınan uzun süre bitmiştir.
Demokrasilerde güçlü muhalefet partileri, güçlü iktidarlar kadar önemlidir.
Ülkeyi düşünerek en kısa zamanda partilerine “geniş kitlelere hitap edebilecek, daha aktif ve özgün liderler” açısından yeni bir fırsat sunmaları doğru karar olacaktır!