Keşke bu mümkün olabilseydi. Keşke kişisel veya ülke tarihimizdeki acı olayları, üzüntüleri, haksızlıkları, yakınlarımızın veya diğer vatandaşlarımızın kayıplarını bir kalemde unutabilseydik.
Hepimizin hafızaları silmeye ihtiyacı var ama ne yazık ki tarihi silmek en azından “hukuk adına, adalet adına, ülkenin geleceği adına” mümkün değildir.
Bakın mesela mümkün olsa ben Anayasa Mahkemesi’nin TCK’da “çocuklara cinsel taciz suçlarını” düzenleyen 103’üncü madde birinci fıkrasını iptal etme kararını hafızamdan derhal silmek istiyorum.
AYM bir süre önce “15 yaşını tamamlamamış çocuklara yapılacak her türlü cinsel davranışın ‘cinsel istismar’ sayılacağına” dair hükmün iptaline karar verdi.
Çocuk istismarı ağır suçtur!
Gelen tepkiler üzerine açıklama yapmışlar; “Bu iptalin cinsel istismar fiillerini suç olmaktan çıkarmadığını, somut olaya göre ‘orantılık ilkesi’nin kullanılacağını, kuralın ‘teknik, hukuki nedenlerle’ iptal edildiğini” söylüyorlar.
Türkiye’de bunca hukuki felaket yaşanmışken “çocuk tacizcileri, tecavüzcüleriyle ilgili” bir kanun maddesi acaba neden bu kadar öncelikli oluyor?
Çocuk istismarı en ağır suçlardan biridir, en ağır cezayı gerektirir.
Aslına bakarsanız B.M Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “18 yaş altı çocuktur”.
Medeni ülkelerde bırakın çocukları, konuşurken herhangi bir insanın koluna isteği dışında dokunmak bile taciz sayılabilir.
Bu yüzden, çocuk tacizinde “orantılılık ilkesi” filan aranamaz. AYM, 6 ay geçmeden, hemen bu konuya açıklık getirmeli, “teknik ve hukuki nedenleri” topluma açıklamalıdır.
Çıplak mahkumlar
Elbette yaşadığımız terör olayları, darbeler, muhtıralar, siyasi çalkantılar hafızalarımızı perişan ediyor. Başka şeyler de var. Örneğin…
Gazetelerde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yakalanan FETÖ’cülerin çıplak şekilde, iç çamaşırlarıyla yerde otururken çekilmiş fotoğrafları da insanın hafızasından silmek istedikleri arasında.
Yaptıkları korkunç eyleme rağmen hiçbir suçlunun bu şekilde fotoğrafları çekilmemelidir.
Çekilmesi gerekliyse basına servis edilmemelidir, bu da bir tür işkencedir ve insan haklarına aykırıdır.
Parçalanan Caretta’lar!
Bodrum yakınlarındaki Orak Adası’nda Caretta Caretta kaplumbağaları denize giren insanlara saldırmış ve ikisi çocuk 5 kişi hastanelik olmuş.
Olay çok üzücü ama bu üzücü olayın yaşanmasında acaba insanların hata payı nedir?
Doğayı kirleterek, hayvanların sığınacağı her köşeyi taş yapılarla doldurarak, onları acımasızca aç susuz sokaklara atarak, her tür hayvana şiddet uygulayarak onları saldırgan yapan biziz.
Antalya Belek’te otel inşaatlarından çıkan tonlarca toprak Caretta’ların yuvalama alanlarına dökülmüş, yuvalarda 600’e yakın yavru toprak altında kalarak ölmüştü.
Kabukları parçalanmış kaplumbağaların hali içler acısıydı.
Benzer inşaatlara diğer Caretta alanlarında da izin verilmeye başlandı.
Yavruları toprak altında ölen, yaşama alanları yok edilen hayvanlar sizce nasıl davranırlar?
Caretta’lara asla zarar verilmemeli, dikkatle rehabilite edilmeli ve insanlar uyarılmalıdır.