Türkiye’nin zaman kaybetmeden kurulacak bir hükümete ihtiyacı olduğu ortadadır.
Haberleri izleyen her vatandaş, gördüğü ilkel ülkelere has olaylardan derin bir üzüntü hissederken parti liderlerinin hala işin “şov ve taktik” tarafında olması kabul edilir gibi değil.
Örneğin Elazığ’da bir vatandaş 2 küçük çocuğuyla çöp dökmeye giderken patlayan bir bombayla üçü birden ölüyor. Mağazalar, işyerleri soyuluyor.
Sınırlar kontrolsüz
“Vatandaşlarımız merak etmesin, hiçbir yönetim boşluğuna izin verilmeyecek” sözü veren Başbakan Davutoğlu’nun ülkede iyice kaybolan can ve mal güvenliği hakkında açıklama yapması gerekmektedir. Çöp dökmeye giden babanın 2 çocuğuyla ölme trajedisi kimin sorumluluğundadır?
Nüfusun ve yoksul, işsiz sayısının hızla artmasının bu eylemleri de arttıracağına hiç şüphe yok... İlerisi düşünülmeden alınan ve çoğu işsiz 2 milyon mülteci varken son haftalarda ülkeye 13 bin 500 Suriyeli’nin girdiği söyleniyor.
Bunun üstüne Pazar günü Tel Abyad’daki “savaştan kaçtığı” belirtilen yaklaşık 3 bin kişinin daha girişine izin verildi.
Tel Abyad’da Türkmen köyleri PYD tarafından alındığında Türkmenler için hiçbir şey yapmayan hatta onların girişine izin vermeyenlerin her “IŞİD’i öne süreni” almadan önce yakın gelecekte bu tablonun nereye varacağını hesaplaması şarttır.
Türkmenleri koruyun!
Sınırdaki durumun acil müdahale gerektirdiği ortadadır. Türk askerinin IŞİD militanlarıyla birkaç metre mesafede karşı karşıya fotoğrafları çıktı.
Askerin girişine izin vermediği kalabalığı IŞİD “sözle uyararak” dağıtıyor ve evlerine gönderiyor. “IŞİD’den, çatışmadan kaçıyoruz” diyen insanları yine IŞİD’in sakince yönlendirmesi çok esaslı bir çelişki değil mi? Pazar günü Türkiye’ye girmeye çalışanları önce engelleyen IŞİD’in sonra geçişlerine izin vermesi şüphe uyandırmıyor mu?
Türkiye’ye geçişine izin verilenler kimdir, IŞİD’e mi, PYD’ ye mi yakındır, Türkmen midir?
Söylediklerine göre “IŞİD-PYD çatışmasından kaçan” Kürtler 2-3 binerlik gruplar halinde ülkeye giriyor. Aynı anda “PKK’nın Suriye kolu olan PYD”nin silahlı gücü YPG, yine Tel Abyad’a bağlı Türkmen köylerine “derhal bu köyleri boşaltın, yoksa yakarız” diyor.
Toparlayınca; Tel Abyad’daki Kürtler isterse orada kalacak, isterse Türkiye’ye geçecek ama Türkmenler o bölgeden sürülecek. Türkiye’ye giremeyecek, girse de bir daha köyüne dönemeyecek.
Ortak plan mı var?
Türkiye sınırında olup bitenlerde bize yansıtılanlar dışında bir gariplik var. IŞİD ve PYD çatışıyor mu yoksa ortak bir planın peşindeler mi belli değil.
Mevcut hükümet “koalisyon” olayına kilitlenerek bu olayları gözden kaçırma lüksüne sahip değildir. Önceliği; Türkmenleri güvence altına almak, IŞİD’le PYD-PKK arasında sıkışıp kalmaktan ve köylerini kaybetmekten kurtarmak, sınırlarımızdan geçişleri artık durdurmaktır. Belli bazı partiler için araştırma yapan kuruluşlar “anket yaptık, seçmen erken seçim istiyor” diye ortaya çıktığına göre erken seçim kaçınılmaz görünüyor.
Hiç değilse koalisyon çalışmaları sürecinde şiddet, terör, sınır ve Türkmen sorunları bir kenarda bekletilmesin!