Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’da Putin’le görüştükten sonra yaptığı açıklamada “Suriye’de İdlib merkezli bir alanın ‘çatışmasızlık bölgesi’ yapılacağını” söyledikten sonra “Biz 4 bölgede çatışmasızlık adımı atılsın istiyoruz” dedi.
Suriye Dışişleri Bakanlığı bu öneriyi destekliyormuş. Türkiye için de iyi olur, örneğin Esad kendi vatandaşlarına saldırmaktan vazgeçerse Suriyeli mültecileri vatandaş yapmamıza gerek kalmadan büyük bir kısmı kendi ülkelerine, evlerine dönebilirler.
Aniden mantar gibi bitiveren ve aldığı şehirleri sonradan kolayca PYD-PKK’ya devreden, kimin hesabına çalıştığı bilinmeyen IŞİD dışında zaten asıl sorun Esad’ın kendisinden ve “PYD’ye sınırsız destek veren” ABD’den kaynaklanıyor.
Rusya’yla yeni ilişkiler çerçevesinde pek gündeme getirmesek de Putin’in Suriye’de Esad’la birlikte yaptığı saldırılar unutulmuş değil. Benim merak ettiğim nokta, Rusya ve ABD ile görüşmelerde “Suriye’deki çatışmasızlık” ve diğer sorunlar konuşulurken neden kendi sınırımızı boydan boya tehlike altında bırakan, sınır ötesinden havan toplu tacizler yapılan “PYD bölgesi” konuşulmuyor. Veya biz duymuyoruz?
Baklayı çıkarmış
DEAŞ (IŞİD) Karşıtı Koalisyon Sözcüsü Albay John Dorian geçenlerde bir basın toplantısında PKK’nın “SDG’nin bir parçası” olduğunu söyleyiverdi.
Gazeteciler hemen müdahale edip bu sözleri netleştirmesini isteyince “Öyle mi söyledim, YPG demiştim” diye aklınca düzeltmiş.
Bildiğiniz gibi sıkıştıklarında “Biz PKK’ya değil, SDG’ye (veya PYD’ye, YPG’ye) destek veriyoruz” diyorlar. Oysa bunların hepsi zaten aynı örgüt.
Türkiye sınırına “PYD militanlarıyla birlikte ABD zırhlıları konuşlanması” ile ilgili soruya ise “Sınırın iki tarafında Türkiye ile ‘işbirliği yaptığımız güçler’ var. Onlara bağlılığımızı gösteriyoruz” cevabı vermiş. Oysa bağlılık gösterdikleri sadece “işbirliği yaptıkları PYD-PKK”dır.
Deaş’la açıklanamaz
Bunları söyledikten sonra arkadan hemen “DEAŞ’la mücadelede Türkiye’nin katkısı, işbirliğimiz çok önemli” vurgusu geliyor.
Yani, ABD’nin politikası; Türkiye’de en acımasız terörü yapan PKK terör örgütü ile işbirliği, DEAŞ terör örgütüne karşı ise Türkiye ile işbirliği…
El Bab operasyonunda DEAŞ’a karşı Türkiye’yi yalnız bırakmalarına ve Menbiç’e girmesine de izin vermediklerine göre bu bile doğru değil.
ABD hala PYD-PKK’ya, Suriye ile Türkiye sınırının kuzeydoğusuna çok sayıda askeri araç ve 250 askerle yeni destek gönderiyor ve hala “Suriye’de şiddeti önleyecek tüm çabaları destekliyoruz” diyor.
Galiba bu sözler kendi destekleriyle PKK’nın yaptığı terörün dışında kalan şiddet için söylenmekte…
Türkiye sınırı boyunca Suriye’de kurulmaya çalışılan “Kürdistan özerk bölgesi” için yapılanlar, buna paralel olarak IKBY’nin Kerkük ve Musul’a yayılması artık açık ve nettir.
Bu gelişmelerin hala “Birlikte terörün her türlüsüne karşı çıkacağız” benzeri hamasi söylemlerle gizlenmesine daha fazla sessiz kalmak, yakın gelecekte daha büyük sorunlara yol açacaktır.