İki gün önce Mesut Barzani ile Selahattin Demirtaş’ın Erbil’de 5 saat samimi bir şekilde görüştüklerini ve bu görüşmede “Çözüm sürecinin tekrar başlamasının konuşulduğunu” yazmıştım.
Çözüm süreci tekrar başlasın tiyatrosu sürerken PKK terör örgütü Güneydoğu’da saldırılarla, yola döşedikleri bombalarla askerlerimizi arkadan vurarak şehit etmeye devam etti.
Güneydoğu’da “Suriye bağlantılı” bir PKK katliamı yaşanıyor ve ABD hala izliyor, PYD-PKK’ya desteği arttırıyor.
PYD’nin “Suriye Demokratik Güçleri-SDG” adı altında gizlendiğini uzunca bir zaman önce yazmıştım.
Pkk’yı gizlemek için…
ABD destekli SDG ‘nin eski Genel İlişkiler Sorumlusu Abdülkerim El Übeyd şöyle bir açıklama yapmış:
SDG “PKK’yı gizlemek ve işgal ettiği topraklarda meşruiyet kazanmasını sağlamak” için kullanılan bir kılıftır.
PKK hem PYD’ye, hem de SDG’ye hakimdir.
PKK’lı komutanlar “Suriye Kürdistanı’nı inşa etmeyi, sonra da Türkiye’ye yönelerek Büyük Kürdistan’ı kurmak istediklerini” açıkça söylediler.
Suriye’de PYD güçlerinin “Menbiç’ten Fırat’ın doğusuna çekildikleri” doğru değil. Hala oradalar. Yalnızca bunlara bakmak bile Suriye’de “ABD’nin yaptığı açıklamaların gerçekle ilgisizliğini” görmeye yeter.
Füzeler, silahlar, DAEŞ
Salı günü El Nusra’nın bir üst düzey komutanı “ABD yanımızda. Bize tanksavar füzeleri ve silahlar verdi” açıklaması yaptı.
Suriye ve Esad “ABD’nin Deyr-ez Zor’da Esad güçlerini vurarak DAEŞ’e yardım ettiğini, hemen arkasından DAEŞ’in de aynı bölgeye saldırdığını” söylüyordu.
Suriye İstihbaratı son olarak ellerinde; ABD askerlerinin bu bombardıman öncesinde “DAEŞ militanlarıyla görüşme yaptığını” gösteren kayıtlar olduğunu açıkladı.
Açıkça ortada ki Suriye’de kimin eli kimin cebinde, kim hangi terör örgütüyle hangi planların peşinde belli değil.
Türkiye ise Fırat Kalkanı Operasyonu’nu sürdürmek üzere sınır birliklerine takviye ekipler, tanklar, zırhlı araçlar gönderiyor. Salı günü bu operasyonda 3 askerimiz yaralandı.
Rakka tehlikesi
Suriye, ABD’nin “DAEŞ’le görüşme kayıtları”ndan söz etmeden kısa süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “ABD ile Türkiye el ele verse DAEŞ biter” dedi.
Oysa ABD ve koalisyon ülkeleri istese “yanlışlıkla Deyr-ez Zor’da Esad ordusunu bombalayacağına”, Suriye ve Irak’ta “DAEŞ’in olduğu noktalara” operasyon düzenleyerek bitirebilirdi.
Bunu yapmadıklarına ve DAEŞ’le ilişkilerinin ne olduğu konusunda soru işaretleri sürdüğüne göre bizim “DAEŞ’in işini bitiririz” diye ortaya çıkmamız doğru bir politika değildir.
Halep’te Esad ve Rusya’nın hava bombardımanında 100’e yakın insan öldü, 200’e yakın yaralı var. Türkiye “güvenli bölge oluşturmak için” El Bab’ı almak üzere ÖSO’yla güneye ilerlerse Esad ve Rusya kıskacına girebilir.
PYD’ye destek vererek (El Bab’ın 25 Km ötesindeki) Menbiç’i almasını sağlayan ABD ile karşı karşıya gelebilir.
Rakka’ya kadar inmesi ise “ABD ne derse desin” tam bir hata olacaktır. Bizi ilgilendiren alan “sınır boyumuz”dur, kendi sınırlarımızı koruyacak adımların ötesine geçmemeliyiz.