AB ülkeleri arka arkaya Ermeni soykırım iddiasını tanımaya başladı.
Bu gelişme tahmin ettiğimizden çok daha önemlidir. Türkiye maalesef bu konuda çok zaman kaybetti.
Yıllar önce başarılı diplomatımız Kamuran Gürün bu iddiayı arşiv bilgileriyle yalanlayan kitabını yazdığında Ermeniler kitabı Avrupa’daki tüm kitapçılardan toplatmıştı. O günlerden başlayarak belgeleri dünyanın önüne koymak, ülke parlamenterlerini bilgilendirmek için elimizden geleni yapmalıydık.
Onlar ve biz
Konuyu yeterince ciddiye almadık, nasılsa sonunda gerçeklerin kazanacağını düşündük. Biz bunu yaparken Ermeni lobileri dünya çapında faaliyetlerini aralıksız sürdürdüler. ABD’de, Avrupa ülkelerinde ve ulaşabildikleri her yerde 1915 olaylarını “soykırım” olarak anlattılar.
Bu lobilere yardımcı olan, onlar gibi tarihe “saplantılı gözlerle bakan” bazı Türk akademisyenlerin bu konuda verdikleri zarar da küçümsenmeyecek kadar önemlidir.
Dünya tarihçilerinin itirazı
Ermeni diasporasının desteklediği taraflı tarihçiler Türkiye’yi “soykırımcı” olarak tanıtmak için ellerinden geleni yaparken “Ermeni soykırımı yoktur” diyen Bernard Lewis, Justin McCarty, Norman Stone, Stanford Shaw ve daha birçok gerçek uzmanı etkisizleştirmeye çalıştılar.
Ermeni lobilerinin “100’üncü yıl” baskılarıyla Papa’nın soykırım konuşması, hemen arkasından ABD Dışişlerinin benzer açıklaması, Avrupa Parlamentosu’nun oy çoğunluğuyla kabul ettiği “soykırımı tanıma” kararı ve Türkiye’ye de bu yönde yaptığı çağrı gelişmelerin planlı olduğunu göstermiştir.
Milleti bağlar!
Avusturya Çarşamba günü 1915 olaylarını “soykırım” olarak niteleyen bildiriye imza attı. Almanya da 24 Nisan’da (bugün) görüşülecek “Ermeni soykırım karar tasarısı”nda ilk defa soykırım sözcüğüne yer vereceğini açıkladı.
Türk Hükümeti’nin bütün bu kararları tanımayacağını söylemesi ülke sayısı arttıkça etkisini yitirecektir.
Deneyimi ve bilgisiyle dünya çapında tanınan tarihçilerimizden İlber Ortaylı “Soykırım zaman aşımına uğramayan bir suçtur. Bir milletin hem mazisini hem de geleceğini bağlar, sadece yapanı değil, onun mensup olduğu milleti de bağlar” diyor.
Gerçekleri anlatın!
Tehcir kararının hangi şartlarda alındığını ve neler olduğunu, yaşananların neden “genocide” sayılmayacağını, olayların ABD misyonerleriyle nasıl başlatıldığını açık ve net anlatıyor.
Bunları iyi bilen ve belgelerle 1915 öncesini de anlatan yabancı ve yerli tarihçilerin verdiği bilgiler AB ülkeleri ve ABD yönetimleriyle paylaşılmalı, ciddi lobi çalışmaları hemen başlamalıdır.
Bunu yapmayıp sadece öfkeli cevaplarla yetinirsek sonunda “soykırımcı” damgasıyla yapayalnız kalacağız!