Cumhurbaşkanı Erdoğan New York’taki BM zirvesinde Barzani’yi 25 Eylül’de yapacağı “Bağımsız Kürdistan” referandumundan vazgeçmeye çağırdı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık taleplerinin “yeni krizler, çatışmalar ortaya çıkarabileceğini” söyleyen Erdoğan “Türkiye’nin açık ve kararlı tavrını görmezden gelmek IKBY’yi elindeki imkanlardan da edebilir” dedikten sonra Suriye’de ortaya çıkarılan tabloyu da vurguladı.
PYD’nin ki (PKK ile ortak çalışmaktadır) Suriye’de ele geçirdiği bölgelerde “demografik yapıyı değiştirme” çabalarının insanlık suçu olduğunu…
“DEAŞ’a karşı mücadele ettiğini” söyleyen grupların ve güçlerin kesinlikle böyle bir amacı olmadığını, DEAŞ’ı “kendi gündemlerini hayata geçirmek için” araç olarak kullandıklarını söyledi.
Bunların hepsi bire bir gerçeklerdir. Bununla birlikte hiçbiri yeni ortaya çıkmış değildir.
Zamanında tepki…
Suriye iç savaşı başladıktan sonra Türkiye’nin “muhalifleriyle işbirliği yaptığını” gören Esad’ın Suriye’nin kuzey illerini PKK’ya bırakmasından sonra başta Kobani olmak üzere Cezire ve Afrin kantonlarının, diğer kentlerin, ilçelerin “DEAŞ’tan alınıyormuş gibi” PYD’ye devredilmesinde ABD de, zaman zaman Rusya ve Suriye rejimi de rol oynamıştır.
Suriye’de PYD/PKK’ya havadan destek, ağır silah ve araç, eğitim desteği veren ABD, Irak’ta da Barzani ile işbirliği içinde çalışmış, Musul’da Türkiye yerine peşmerge ile operasyon yapmayı seçmiş, bu yıllar içinde Barzani’nin bizzat kendisinin de açıkladığı gibi IKBY topraklarını kat kat genişletmişti.
Duhok’ta, Suriye Kürdistanı denilen Rojova’nın özerkliği için Barzani’nin düzenlediği toplantı ve sonunda varılan anlaşmaya gereken tepkiyi göstermedik.
Bütün o süre içinde Türkiye’nin, kuzey Suriye’de Fırat Kalkanı operasyonu ile aldığı bölge dışında, PYD sınırlarımız boyunca büyük alan kazandı, Türkmenleri köylerinden göçe zorladı.
Yukardaki gelişmeleri bu köşede birçok kez yazarak, Irak ve Suriye’de gelişmelerin paralel yürütüldüğünü, DEAŞ’ın taşeron bir örgüt gibi davrandığını hatırlatarak “geç kalıyoruz” diye uyardım.
Şimdi kızdığımız Barzani’nin o süreçte “dost olduğuna” inanmayı seçtik.
“Ertelenirse” duracak
Mesut Barzani “yavaşça ilerlemeliyiz ama elbet bir sonu olacak” diyor.
Son olarak, ancak “iki-üç gün içinde IKBY ve Bağdat arasında referandumun ‘erteleneceğine’ dair bir anlaşma yapılır, ABD ile AB destekler, garanti verirse vazgeçeceğini” açıkladı.
Irak Başbakanı İbadi “Ertelenmesi değil, tamamen vazgeçilmesi gerekir” dese de vardığı nokta Barzani için az başarı mıdır?
Bu gelişmeler ve Türkiye’nin IKBY referandumuna ciddi tepkisi konusunda ABD’nin son günlerde gereken açıklamayı yapmaması dikkat çekicidir.
O nedenle Erdoğan ile Trump’ın yapacağı ikili görüşme çok önemli. Trump, ABD’nin “DEAŞ’a karşı mücadele bahanesiyle” Suriye ve Irak’ta yaptıklarına bir açıklama getirmezse Türkiye için oldukça zorlu bir süreç başlayabilir.