Son bir ayda hızını iyice arttıran terör, toplumda ve siyasette yarattığı olumsuz yansımalarla istikrarsızlık tehlikesini beraberinde getiriyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kısa süre önce “Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapmazsak, bırakın 2023 hedeflerini mevcut kazanımları bile koruyamayız” dedi.
Şimşek; böyle giderse yarın öbür gün kredibilite sorunuyla karşılaşacağımızı söylerken “Şu anda Türkiye’de siyasi istikrarın olmadığını, sadece mali disiplinden söz edileceğini, bu da seçim hesaplarıyla heba edilirse Türkiye’nin ‘ikiz açık’ problemiyle karşılaşacağını” vurguladı.
Sloganla olmaz!
Maliye Bakanı’na göre; siyasi belirsizlik uzun süre devam ederse mali disiplin buna dayanamaz. Küresel rekabette elinin güçlü olması için “güçlü ve uzun soluklu bir hükümete” ihtiyaç var. Bakan Şimşek “Dayanıklılığı konuşarak, slogan atarak arttıramayız. Sloganlar 5 kuruşa yaramıyor” dedi.
Görüldüğü gibi Maliye Bakanı’nın kendisi “güçlü ve uzun süreli bir hükümetin, istikrarın acilen sağlanmaması halinde ülkenin çok ciddi sorunla karşılaşacağını” açıklıyor.
Biz de onunla aynı görüşte olduğumuz için koalisyon sürecinde “iktidar partisinin zaman kaybetmeden ‘ancak uzun süreli bir hükümet Türkiye’nin sorunlarını çözer’ diyen CHP ile koalisyon kurması gerektiğini” defalarca yazmıştık. Fakat sonuçta Ana Muhalefet Partisi “kendilerine koalisyonun teklif bile edilmediğini, kısa süreli seçim hükümeti talebiyle gelindiğini” açıkladı.
Şu anda gelinen noktada, artan terör ve zora giren ekonomi, istikrarsızlık tehlikesini arttırdı ve “uzun süreli hükümet” gereğini iyice ortaya çıkardı.
Hdp-pkk bağı
Financial Times da birkaç gün önce “Türkiye’de sadece vatandaşları değil, Batı’daki dostları da alarma geçirmesi gereken bir çalkantı yaşandığını, daha yeni seçim yapılmasına rağmen sonuç alınamadığını, ekonominin çatırdadığını ve bunların ortasında PKK ile savaşın Türkiye için topyekun istikrarsızlık demek olduğunu, bunun önlenmesi gerektiğini” yazdı.
Aynı yazıda “HDP’nin açık şekilde PKK’yla bağları olduğu, bu partinin müzakerelerde Hükümetle PKK arasında arabuluculuk yaptığı” da vurgulanıyordu.
Dün yine birçok il ve ilçede PKK askeri araçları yollara döşenmiş bombalarla patlattı, polise askere ateş açtı, Hakkari’de yolda patlatılan bombada 2 polis şehit oldu, 2 polis yaralandı. İçerden ve dışarıdan gelen “istikrarsızlığın yaratacağı tehlike” uyarıları dinlenmediği takdirde seçim günü gelmeden sorunlar büyüyebilir. Hükümet “HDP ile PKK’nın çözüm sürecini yönetemediklerini söyleyen, bu yüzden onlara kızgın olduğu belirtilen” Öcalan ile HDP’nin ve devletten temsilcilerin görüşmesine karşı çıkma konusunu tekrar düşünmelidir.
Terör sanki PKK tarafından değil, devlet tarafından yapılıyormuş havasında konuşan ve PKK’yla bütün bağları kopmuş gibi davranan HDP’nin ve Öcalan’ın “çözüm ve barışa ne kadar niyetli oldukları” da böylece ortaya çıkar. Ülkede kıyamet koparken seçim araştırması yapan anket firmalarından “kimin oyu düştü, kiminki arttı” sonuçları geliyor ama doğrusu bu ortamda halkın bunu düşünebildiğini sanmıyorum.