Geçen Haziran ayının ortalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sistemi için düğmeye bastığı ve “seçim barajının yüzde 5’e ineceği” haberleri çıkmıştı.
Bu haberlerde seçim sisteminin de “dar bölge” veya “daraltılmış bölge” sistemlerinden birine değişebileceği belirtiliyordu ki Eylül ayında Ak Parti’nin bu konularda çalışmalarına başladığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılında, henüz Başbakan iken bu iki sistemden ve barajın yüzde 5’e indirilmesinden söz etmiş ve “ikisi de kabul edilmezse yüzde 10 barajlı mevcut sistemle devam” demişti.
Mevcut sistemde partiler yüzde 10 barajı nedeniyle aldığı oy oranıyla kıyaslanamayacak kadar yüksek sayıda milletvekili çıkarıyor.
Buna örnek olarak Ak Parti’nin örneğin 2002 seçiminde yüzde 34.3 oyla Meclis’te yüzde 65 oranında milletvekiline sahip olması gösterilebilir.
Anayasa Hukuku Profesörü Ekrem Ali Akartürk “Mevcut durumun milli iradeyi saptıran, parlamentoya yansıtmayan bir sistem olduğunu, sorunun çözümünün ‘dar bölge sistemiyle’ bulunacağını” söylüyor.
2 turlu dar bölge
Fransa’da da bu sistemin uygulandığını, “2 turlu seçim yapıldığını, yüzde 51 oy alan adayın milletvekili seçildiğini, böylece meşruiyetin arttırıldığını” anlatan Prof. Akartürk’ün açıklamasına bakalım.
“Öncelikle, adil ve temsili adaletin olduğu demokratik bir seçim için yüzde 10 barajının indirilmesi şart. Sonra ‘milletvekili adaylarının halkla doğrudan ilişkisinin olduğu, parti ve genel başkan baskılarının ortadan kalkacağı, partiler tarafından atanmamış milletvekillerinin çıkacağı dar bölge sistemi’nin getirilmesi doğru çözümdür.
Aynen cumhurbaşkanlığı seçiminde olacağı gibi, ilk turda yüzde 51 alan aday yoksa 2’inci tur yapılmalı ve en çok oyu alan aday milletvekili olmalıdır.’
Geriye ‘artan oylar’ kalır.
Biliyorsunuz Anayasa değişikliği ile milletvekili sayısı 600’e çıkarıldı ve ‘partilerin oy oranına göre’ dağıtılacak ‘Türkiye milletvekilliği’ konuşuldu.
Bu da ‘Milli Bakiye Sistemi’ denilen ve partilerin seçim sonunda Türkiye çapında ‘artan oylarına göre’ milletvekili çıkarmasıyla çözülebilir. Bu sistemde ‘temsil edilmeyen oy’ kalmayacaktır.”
Bahçeli ve Başbakan
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli birkaç gün önce “yüzde 10 barajı Türkiye için çok ağır, uzlaşmaya varacak bir çalışma yapılmalı” dedikten sonra seçim barajının yüzde 5-7 arasına inmesi gerektiğinden söz etti.
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan “Bize göre seçim barajı hiç olmamalıdır, mutlaka olacaksa en çok yüzde 3 olabilir” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ise Haziran ayında çıkan haberleri yalanlarcasına “Biz seçim kampanyamızda bu yönde bir taahhütte bulunmadık, yine de görüşebiliriz” şeklinde konuştu.
Bahçeli’nin ani talebinin İYİ Parti’nin kurulmasıyla ilgisi var mı bilmiyoruz ama Meral Akşener “Bizim baraj endişemiz yok” dediğine göre MHP ve CHP baraj konusunda uzlaşma arayacak 2 parti gibi görünüyor.
2019 seçimleri daha demokratik bir seçim kanunu ve siyasi partiler yasası ile yapılabilecek mi, yakında anlaşılacaktır.