Başarılı taklidin rahatına alışmış olanları kolay kolay aksine razı edemezsiniz.
Her şeyi yitirdikten sonra ne kadar haklı fakat şanssız olduklarına sizi ikna da edebilirler.
Daha beter bir akibettir bu; yanlıştan dönme hakkına sahipken görememek...
Kamu ekonomisi, Ankara’daki harika çocukların bir kredi daha kullanmasına imkân yaratacaktır. Çünkü kavga edenlerin en çok dikkat etmeleri gereken şey, akıllı ve planlı bir çekilme kararını kusursuz hayata geçirmeleridir.
Beterin beteri, işte Putin’e verilen imkânın kendilerinden esirgenmesidir.
Ağaçtan düşen adamın doktor yerine “ağaçtan düşmüş bir adam” getirmelerini istemesi elbette komiktir ama görev değişimlerini Moskova-Ankara çözümünü taklit ederek halletmeyi seçmiş rejimlere de zaman kaybettirmemek lâzım.
Para iktidar ise
AKP’nin ekonomi takımını yerden yere vurmak zor değildir. Elimizde daha önceki linçleri “başarı ile” halletmiş timler hazır, bekliyor.
Siyaseten kumpasa getirilen on yılı geçmiş kıdemde teknisyenler ve siyasetçiler...
Dün TV’de bir komedi programında gözüme çarpmıştı;
“Küçük dokunuşları ile yaratacağı önemli sonuçlar” bulunduğuna inanmak, karşısındakilere de inandırmak...
AKP iktidarının yaptığı en büyük yanlış belki de ekonomiyi yöneten genç ekibin değerini bilmemek oldu.
“İktidar paraysa, parayı iktidar sahibi yapacak büyüklükte başkasına vermek korkaklıktır..”
Programı doğru ve cesur uygulamak gerekiyor.
Tek adam nerede?
Kızağa birilerinin çekilmesi gerekiyorsa “başarısızlık ihbarı” taşıyan zarfın üstündedir adres.
Faturayı sesi az çıkanlara kestirmek hara-kiri’dir.
Hele bu eylemi, Başkanlık iddiasını ete, kemiğe büründürmek olur ki, “faydası olmayan pişmanlık” işte tam da budur!
İtibarlı Guardian gazetesi, Türkiye’de iktidarın sahibi kim olduğuna dair, bir soru ortaya attı.
İngiliz gazete Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki gerilimin cumhurbaşkanlığı yetkilerinin genişlemesi üzerinden kriz noktasına ulaşabileceğini belirliyor.
İktidar kavgasının sebep olduğu hasar bugünkü seviyesinde kalır mı?
Kavgayı davet edecek gereğinden fazla sebep var.
Tüm taraflar anlayışlı olmalı...
Yakınlarını değil lâyık olanları önermeli.