Öncelikle bir konuyu açıklığa kavuşturmak lazım; Türkiye artık bazı açıklamalarda söylendiği gibi “komşu bir ülkedeki kanlı olaylara, savaşlara kayıtsız kalmamak” değil, “kendi sınırlarını da değiştirme amacı taşıyabilecek adımlara önlem almak” noktasında hareket etmek durumundadır.
Bunu yaparken bizimle kan bağı olan ve Türkiye’yi “anavatanı gören” Türkmenlere yapılan saldırıları da önlemek ve onlara “silah dahil” her tür desteği gecikmeden sağlamak konusuna öncelik vermesi de şarttır.
Savaş çıkar mı?
Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasında vurguladığı gibi “Ülkenin onurunu korumak, sınır güvenliğini sağlamak açısından müdahalemizde haklıyız”…
Diğer tarafta dış politikada diplomasi ve dikkatli üslup önemlidir. Karşı olduğumuz bir ülke veya liderin, bir başka ülkede yapılan yanlışların karşısına açıktan açığa dikilmek ve meydan okumak ya da Batı ülkeleri ihtiyatla yaklaşırken muhalif güçleri herkesten önce desteklemek istenmeyen sonuçlara neden olur.
Bunu yapmak yerine diplomasiyle Batı ülkelerini harekete geçirmek, konuyu ikili lider görüşmelerinde veya uluslar arası toplantılarda gündeme taşımak Türkiye’ye daha doğru ve risksiz bir duruş sağlayabilirdi.
Bugüne gelirsek; NATO Rus uçağının düşürülmesi konusunda “Türkiye haklıdır, savunma hakkını kullanmıştır” diyor. Obama ve Merkel aynı şekilde Türkiye’nin haklı olduğunu açıklıyor. Ukrayna hava sahasını Ruslar’a kapatıyor. Ama acaba savaş çıkar mı, çıkarsa NATO ve Birleşmiş Milletler ne yapar?
Vur emri!
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov “Türkiye ile savaşmayı düşünmediklerini ama bu olayın ‘planlanmış bir provokasyon’a benzediğini” açıkladı. Evet, doğru, benziyor ama bu provokasyon Rusya ve Suriye tarafından Türkiye’ye yapıldı ve devam ediyor.
Üstelik olayın içinde “PYD ve IŞİD’in de kullanıldığı” konusunda duyumlar gelmektedir. Rusya’nın “Esad’a yardım ediyorum” diyerek Suriye’de bombardımana başladığı günden bu yana Türkmen bölgelerine yoğun şekilde saldırı başlatıldı.
Türkiye’nin Hatay’a bitişik ve büyük stratejik önem taşıyan bölgedeki yurtlarından Türkmenlerin sürülmesine de, onlara yapılan katliamlara da sessiz kalmayacağı belliydi. Arkadan Rus uçaklarının savaş oyunu oynar gibi yaptığı sürekli sınır ihlalleri geldi.
Son uçak olayının ardından Rusya; Akdeniz’de bulunan Moskova isimli kruvazörüne S 300 füzeleri koyarak Türkiye sınırının bitişindeki Lazkiye’den “kendilerine tehdit oluşturacak tüm hedefleri vuracaklarını” açıkladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri de tüm kara ve hava birliklerine teyakkuz emri verdi. Kısacası Lavrov “Savaşmayı düşünmüyoruz” dese de her an Rusya-Suriye tarafından yapılacak bir yeni provokasyon Türkiye’yi de sonu gelmeyecek ve büyük tehlikeler yaratacak bir savaşa sokabilir.
Ortadoğu’da “harita değiştirme” planı olanların ikili oyunlarını ve bu adımlarda “çok daha büyük hedeflerin planlanmış olma ihtimalini” aklımızdan hiç çıkarmayalım!