Meclis’teki dört partinin bir konuda anlaşması neredeyse dünyanın en imkansız olayı haline geldi. Öyle ki Salı günü gazetelerin internet sitelerinde “4 parti bir konuda anlaştı” haberini okuyunca heyecanlandım; acaba hangi ortak konu bu, nasıl anlaştılar diye heyecanla baktım.
Son haftalarda iyice artan çağdışı çocuk saldırıları hepimizi isyana sürüklediği için “Çocuklara cinsel istismarın araştırılması önergesi”nin Meclis’te görüşülmesi olduğunu öğrenince memnun oldum.
MHP’nin TBMM’ye sunulan ve “kabulü için tüm şartların oluştuğu günlerde” bu önergenin Çarşamba günü muhalefet partilerinin kabulüne rağmen Ak Parti oylarıyla red edilmesi doğrusu çok şaşırtıcı bir gelişmeydi.
Ancak AKP tümüyle ret etmemiş “Bunu ortak önerge haline getirerek yarın Meclis’te konuşacağız” demişti.
Ülkenin sorunu
Nitekim ertesi gün dört partinin grupları tarafından “çocuklara yönelik her türlü istismarın araştırılması” ile ilgili Meclis araştırması açılması önergeleri birleştirilerek görüşüldü ve Meclis araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi.
Son zamanlarda özellikle okul, yurt ve kurslarda öğretmenler tarafından küçük çocuklara yapılan taciz ve tecavüzlerde hızlı bir artış var. Öğretmenlerin itirafları veya yalanları kan donduracak nitelikte…
Sivil toplum kuruluşları buna paralel bir artışın “ensest” olaylarıyla aile içinde görüldüğünü araştırmalarla ortaya koyuyor.
Kadınlara, genç kızlara yönelik taciz ve tecavüzler, cinayetler adeta sıradan haber haline geldi.
Çocuk ve kadınlara yapılan tüm saldırıların incelenmesi, Meclis’te çözüm üretilmesi, “terör örgütlerinin kanlı eylemleri kadar önemli” bir ülke sorunudur.
Sonuç önemli!
Başlarına geleni çoğu kez açıklayamayan ve hayatı “aile içi ve dışı saldırılarla” kararan binlerce çocuk, “ülke çapında araştırmalar ve alınacak kararlar”la kurtulabilir.
Toplumun güvenliğini ve geleceğini ilgilendiren meselelerde hangi partinin önerge verdiği değil, sonucun en kısa zamanda nasıl alınacağı önem taşır.
Başkanlık, yeni anayasa ve dokunulmazlık konularında da partilerin üste çıkma yarışı konuların esasını gölgeliyor.
Başbakan Davutoğlu “yeni anayasa çalışmalarının Ak Parti içinde hızlandığını, en geç Nisan sonunda tamamlanıp Meclis’e sunulacağını” söyledi. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda olduğu gibi burada da CHP’yi “ipe un sermekle” suçladı.
Oysa… Daha önce de yazdığım gibi yeni anayasanın Meclis’te kabulü veya referanduma götürülmesinden önce son derece önemli olan şey topluma anlatılmasıdır..
Muhalefet partileri de “karşı çıkma nedenlerini” ekranlarda iktidar partisi ile tartışmalı, halkın kafa karışıklığı giderilmelidir.
Parlamenter sistem yerine “Türkiye’ye özgü, denenmemiş şartlara sahip” bir başka sistem düşünülüyorsa bunu toplumun net şekilde anlaması gerekir.
HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının neden “iktidar-muhalefet çekişmeleri”, birbirini mat etme yarışları gerektirdiğini anlamak ise çok zor. AKP’nin bunu Meclis’teki çoğunluğu ile, 276 milletvekiliyle yapması mümkün, neden yapmıyor?