Obama yönetiminin “Suriyeli Kürtler’e doğrudan silah ve mühimmat sağlamak üzere” plan hazırladığı açıklandı.
Ulusal Güvenlik ekibi, Pentagon “Suriyeli Kürt savaşçıların IŞİD’e karşı operasyonlarını hızlandırmak için” 20 bin kişilik Kürt gücüne silah verecekmiş.
Burada “Suriyeli Kürt savaşçılar” ifadesinin doğru olmadığı dikkat çekiyor, zira ABD’nin bugüne kadar desteklediği, içinde “kendi askerlerini de savaştırdığı” PYD-PKK terör örgütlerine ve rejime karşı olan Kürt gruplar da var.
ABD’nin söz ettiği “savaşçılar”, Türkiye’nin “terör örgütü” saydığını gayet iyi bildikleri, PKK’nın Suriye kolu PYD’dir.
Konu ‘IŞİD’ ise…
Bırakın silah vermeyi, yıllardır PYD’ye asker desteği, hava desteği veren ABD’nin şimdi “PYD’yi silahlandıracağını” açıklaması enteresan bir gelişme…
Fırat Kalkanı Operasyonu “IŞİD ve PYD” terör örgütlerinin ikisine karşı yapıldı.
Türkiye’nin ÖSO’yu destekleyerek Suriye’ye girmesi sonucunda Cerablus ve birçok alan IŞİD’den temizlendi.
ABD “IŞİD’e karşı operasyonun hızlanmasını istiyorsa” Cerablus’u almak için ÖSO’ya çok önceleri kendisi, koalisyon güçleriyle destek veremez miydi?
PYD’nin ise sadece Fırat’ın Batısı’nda değil, doğusunda bulunması da Türkiye için risktir. Batıda Afrin ve Menbiç’te olmaları bile yeterince sorun yaratır.
Mesajların teröre etkisi
ABD’nin “yeterince silah ve militana sahip PYD” için bu açıklamayı yapması acaba Türkiye’ye “Ben hala onların yanındayım” mesajı göndermek için mi sorusu geliyor akla.
Acaba Suriye’de yeni adımlara mı hazırlanılıyor?
Şüphe yok ki Obama yönetiminin, Batı ülkelerinin “PYD-PKK’ya destek mesajları” Türkiye’nin karşılaştığı terör eylemlerini etkileyecektir. Dün ABD Ankara Büyükelçiliği kendi vatandaşlarına “Gaziantep’te teröristlerin alışveriş merkezleri veya restoran ve kafelere saldırı düzenleyeceği” uyarısında bulundu.
Kısa süre sonra Gaziantep’e 63 km mesafedeki Kilis’te Pazar yerine Suriye’den roket mermisi atıldı ve 6 kişi yaralandı.
Bundan sonra Suriye ve Güneydoğu’da daha da sıkıntılı bir süreç başlayabilir, Hükümet olayları dikkatle değerlendirmelidir.
Ana muhalefet ve değişim
Birkaç gün önce “CHP’nin olası erken seçim için hazırlığa başladığı, 81 il başkanıyla toplantıda düğmeye basılacağı” haberi vardı.
Söz konusu düğmenin “sandık çevresi örgütlenme modeli, seçmenle yüz yüze temas” gibi konular olacağı belirtilmiş.
Demokratik bir ülkede güçlü muhalefetin güçlü iktidar kadar önemli olduğunu rakipleri bile vurgulamıştı.
Peki, Ak Parti’nin oy oranının anketlerde “yüzde 60 üstü” göründüğü belirtilirken acaba bu “start” yeterli olacak mı?
Yoksa söz ettikleri “olası erken seçim öncesi” partide yeni bir yönetim, köklü bir değişim şart mıdır?
Kılıçdaroğlu konuşmalarında doğru noktalara değiniyor ama sadece konuşmanın yeterli olmadığı daha önceki seçimlerde açıkça görüldü.
Muhalefet partilerinin “öncelik nedir” sorusunun cevabını düşünmelerinin tam zamanıdır.
Türkiye’nin öncelikli sorunlarına devam edeceğiz.