Mart ayında çıkarılan ve “Seçim İttifak Kanunu” olarak bilinen yasada “ittifak yapan partilerin baraj sorunu olmayacağı” ile ilgili madde bu seçimi diğerlerinden farklı kıldı. Bir tarafta Ak Parti-MHP ittifakı MHP’nin yüzde 10 barajını aşma riskini kaldırırken diğer tarafta seçime yalnız girecek muhalefet partileri için bu sorun ortada duruyordu. Ayrıca, Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki parti “başkanlık rejimi”ni getirmek üzere yola çıkmıştı. Diğer muhalefet partileri ise “parlamenter demokrasi”nin değişmemesinden yanaydı. İttifak formülleri günlerce tartışıldı, liderler sık sık görüşerek bir anlaşma sağlamaya çalıştı.
Kendi adaylarıyla!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile SP Genel Başkanı Karamollaoğlu CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin ittifakına sıcak bakıyordu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise yalnızca SP ve DP ile ittifakın ihtimal dahilinde olduğunu söylüyor, bu partilerle ilkeler bazında anlaştıklarını belirtiyordu. Cumhurbaşkanlığı konusunda ise; İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olarak tek başına yarışacağını daha ilk günden kesin şekilde ifade etmişti.
Salı akşamı CHP, İYİ Parti, SP ve DP’nin bir ittifak oluşturmak üzere prensipte anlaştıkları açıklandı.
Partiler, Akşener’in baştan beri istediği gibi ilk turda kendi adayını çıkaracak, cumhurbaşkanı adaylarından hangisi ilk turda en yüksek oyu alırsa 2’inci turda 4 parti o adayı destekleyecek.
Genel seçimde ise…
Genel milletvekili seçiminde de 4 parti ittifak yapacak. Buna göre her parti kendi milletvekili adaylarını çıkaracak. Bazı kritik illerde 4 parti “en güçlü olan partinin adaylarına” destek verecek. İttifakta her parti kendi kurumsal kimlik ve listeleriyle yer alacak.
Bugüne kadar “çatı aday” çıkarmaktan bile söz edilmişti, artık bu olasılık kesinlikle ortadan kalktı. Şurası muhakkak ki muhalefet partilerinin uzlaştığı formül, muhalefet açısından en olumlu formüldür. Şimdi sıra Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve Saadet Partisi’nin göstereceği cumhurbaşkanı adaylarına geldi, çok kısa bir süre içinde onları da öğrenmiş olacağız.
Seçim tekrarlanır mı?
İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan bir AKP’li yetkili “Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını kazanması halinde, eğer Ak Parti Meclis’te çoğunluğu sağlayamazsa Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi yeniden seçime götürebileceğini” söylemiş. (Sözcü-1Mayıs) Bu seçim Ak Parti ile MHP’nin birlikte çıkardıkları yeni yasaya göre yapılacak. Bu yasa yapılırken yukardaki ihtimalin düşünülmüş olması gerekirdi. Koalisyonlarla yönetilen ülkelerde cumhurbaşkanları hükümetlerle uzlaşma içinde çalışabiliyorsa, böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi halinde Türkiye de bunu başarabilir. 7 Haziran seçiminden sonra da ilk günden “yeniden seçim” denmiş, ciddi sıkıntıların yaşandığı bir sürecin sonunda 1 Kasım seçimi yapılmıştı. Bu kez aynı durumun yaşanmayacağını umuyoruz. İç ve dış sorunlarımız, daha fazla ertelenemeyecek kadar ciddidir.