Başbakan Binali Yıldırım Ak Parti milletvekillerini toplayarak “başkanlık sistemi”yle ilgili bir toplantı yaptı.
MHP’nin neredeyse hiç itirazı olmamasına rağmen milletvekillerinin eleştirilerine karşılık şunları söyledi:
“MHP ile anlaşmamız elimizi kolumuzu bağladı… Onların oyuna ihtiyacımız var. Uzlaşma olmadan bir şey yapamayız. Sizin talepleriniz ancak yeni anayasa ile mümkün olabilir. Bunu da ilerde yaparız İnşallah”.
Oysa AKP milletvekillerinin talepleri “yeni anayasadan sonra” değil, “önce” düşünülmesi ve karar verilmesi gereken taleplerdir.
Takdir edilecek şekilde bu taslağın “Ak Parti için de riskler taşıdığını” söylemişler.
Mesela “cumhurbaşkanı seçildikten sonra Ak Parti yüzde 42 oy alırsa ve başka bir parti birinci çıkarsa biz ‘Meclis’te denetim görevini’ bile yapamayacağız” diyorlar.
İşte iktidarın-tüm gücü elinde tutan kişi veya kişilerin ‘halk tarafından seçilmiş, özgür bir Meclis’ tarafından denetlenmesi bu nedenle tüm anayasa hukukçularının tekrarladığı önemli sorunlardan biri oldu.
Milli İrade Meclis’tir
Bu sistemde “yeterli görmedikleri biri cumhurbaşkanı seçilirse” ne olacağı sorusunu da dile getirmiş ve “Sanki yaşadığımız travmalar ve komploların etkisiyle kurgulanmış bir metin bu. ‘Tek kişilik bir düzenleme’ gibi…
Tayyip Erdoğan’ın sonsuza kadar görevde kalacağı algısıyla hareket ediyoruz ama tam tersi örneklerle karşılaşabiliriz” demişler, bu da çok haklı bir görüş.
Daha sonra “Milli iradenin asıl kaynağının Meclis olduğunu” söyleyerek geldiklerini hatırlatarak bu yeni düzenlemeyle “Meclis’in etkisiz hale getirildiğini, bunun da tezlerinden vazgeçmek anlamına geldiğini” söylüyor ve;
“Tüm denetim yetkisini Meclis’ten aldıktan sonra bunun sıkıntısını biz yaşayacağız” diyorlar ki yalnız onlar değil, tüm ülke yaşayacaktır.
Bakanlar yok!
“Burada 5 yıl boyunca hiçbir bakanı görmeyeceğiz.
Yazılı soru sorma hakkımızdan başka hiçbir hakkımız yok (…) Halk hizmet isteyecek, bizim hizmetle hiçbir bağımız olmayacak.
HSYK seçimlerine ilişkin (üyelerin yarısını Cumhurbaşkanı, diğer yarısını çoğunluğuna sahip olduğu Meclis seçecek) düzenleme ‘yargının bağımsızlığıyla’ ilgili çok büyük sıkıntı doğurur.
Cumhurbaşkanına verilen kararname yetkisinin ‘kanunların bile üzerinde olması’ da sıkıntı yaratır” diyorlar, hepsi çok haklı vurgular.
Boş kağıda imza…
MHP milletvekillerinden bu kadarcık bir eleştirinin bile gelmemesi “Bahçeli’nin tüm mesuliyeti tek başına üstlendiğini ve parti içi baskıyı” gösteriyor.
Bu nedenle ve iktidar milletvekillerinin “denetim” endişeleri nedeniyle “seçim ve siyasi partiler kanunu değişmeden” asla yeni anayasa söz konusu olmamalıydı. Hala da olmamalıdır. AKP, CHP ve MHP milletvekilleri, liderleri bunu neden hiç konuşmuyor? Halk neden talep etmiyor?
TBMM’deki oylamanın “kapalı ve oyların gizlilik güvenliği sağlanarak” yapılması büyük önem taşımaktadır.
Önceden boş kağıda alınan imzalar “ülkenin geleceği, anayasası” söz konusu iken hükümsüz sayılmalıdır!