Katilin peşinde

Türkiye’nin geleceğine kasteden bu cinayet herhalde “baldırı çıplaklar çetesi”nin işi değil. Cinayet zanlısı ve çevresi, alet edildikleri fesada aklı erecek insanlar gibi görünmüyor. Ama zaten gizli servislerin bu işler için böyle tipleri özellikle seçtikleri biliniyor

Haberin Devamı

Türkiye’nin geleceğine kasteden bu cinayet herhalde “baldırı çıplaklar çetesi”nin işi değil.

Cinayet zanlısı ve çevresi, alet edildikleri fesada aklı erecek insanlar gibi görünmüyor. Ama zaten gizli servislerin bu işler için böyle tipleri özellikle seçtikleri biliniyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Emin Gürses VATAN’a verdiği mülâkatta Türkiye’yi Kuzey Irak’tan uzak tutma amacını güden “büyük bir operasyon”la karşı karşıya olduğumuzu öne sürdü.

Emekli MİT’çi olan Prof. Mahir Kaynak da aynı şekilde suikastın ardındaki amacın, “operasyonlarımızı sınırlamak” olduğunu savundu.

Prof. Kaynak, tetikçinin kimliğine bakarak yanılgıya düşmemek gerektiği görüşündedir.

Bir ayda değişti
Gerçekten de ülkenin öbür ucundan kaldırılıp İstanbul’a getirilen 17 yaşında bir çocuğun tetikçi olarak kullanıldığı suikast, birbirini yalanlayan iç örgüsü ile çözümsüz bir problem yaratma amacına kurgulanmış görünüyor.

Katil zanlısı Ogün Samast “Silâh benimdi. İnternette Hrant Dink’in yazısını okuyunca kanıma dokundu, İstanbul’a gittim direkman vurdum. Arkamda kimse yok” diyor.

Oysa Ogün’ün son bir ayda İstanbul’a üç kez gidip döndüğü, cebinde sadece 1 lira bulunan bu çocuğun 1.250 lira değerindeki bir tabancayı edinemeyeceği gibi bu seyahat masraflarını da karşılayamayacağı, nitekim silâhı daha önce Trabzon’da bombalama eyleminden cezaevine girip çıkan Yasin Hayal’in kendisine verdiği soruşturmada anlaşılmıştır.

Tetikçinin komşuları “Gece sokağa çıkmayacak kadar korkardı. O gazeteyi, gazeteciyi bilmesine imkân yok” diyorlar.

Belli ki son bir ayda çok önemli bir değişiklik olmuş hayatında. Öyle bir değişikliği de bazı ifadelerin desteklediği gibi bir örgüt gerçekleştirebilir.

Bu kadar olmaz!
Fakat tam bu noktada başka şaşırtmalar devreye giriyor ve örgüt şüphesini törpülüyor.

Mesela bir profesyonel organizasyon, tetikçisini kameraya yakalatmazdı. Onu iki gün boyunca eylem yaptığı kıyafetle, hele başındaki o beyaz bere ile dolaştırmazdı.

Suikast silâhını yok etmeyi unutmaz, otogarda saatlerce bekletmez, seyahat ettiği otobüste yine saatlerce cep telefonu ile konuşturmazdı.

17 yaşında bir çocuğun internette yazdıklarına kızdığı bir gazeteciyi öldürmek için silâhını beline koyarak İstanbul’a gittiğini, bu başdöndürücü şehirde hedef aldığı kişiyi kimsenin yardımı olmadan bulup öldürdüğü en olmadık ihtimaldir.

Trabzon, aşırı milliyetçi öfkeye gençleri kurban eden bir iklimin egemenliğindedir ama tablo, bu suikastın arkasında başka sebeplerin, başka güçlerin var olduğu ihtimalini daha öne çıkarıyor.

Güvenlik kuvvetlerinin tetikçiyi yakalamakta gösterdikleri başarıyı, fesadın asıl adresini, yani gerçek katili ararken de tekrarlamalarını diliyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR