Atlas Okyanusu’nda ABD’nin güneyinde yer alan Karayipler son 10 yılın en yıkıcı kasırgalarından birini yaşadı.
Kasırga dünyanın her köşesinden milyonlarca insanın tatil ve eğlence için gittiği bu ünlü adaları saatte 230 km’ye varan hızla vurdu ve şu ana kadar 1000’e yakın insan hayatını kaybetti.
ABD’nin Güneydoğusu da tehlike altında.
Cennetten farksız güzellikte bir doğa harikasının “bir gün içinde” cehenneme dönmesi, evlerin yerle bir olup, ağaçların kökünden sökülmesi ve yüzlerce can kaybı acaba insanlığa bir işaret, bir uyarı olabilir mi?
Bir yandan uzayda istasyonlar kuracak, teknolojiyi akıl almaz şekilde geliştirecek kadar ilerleyen medeniyet çağında bir yandan da “çağlar öncesine dönen bir vahşet” yaşanıyor.
Acımasızlık had safhada…
Neredeyse tüm dünya ülkelerinde insanlar çağdışı şiddet olaylarıyla, terör saldırıları, savaş, cinayet, tecavüz ve sapkınlığın her çeşidiyle karşı karşıya…
Öyle ki çocuklar, bebekler ve hatta diğer canlılar bile bu ahlaksız şiddetten kurtulamıyor.
Öfkesini, kindarlığını “başkalarını yok ederek”, her şeye tek başına sahip olma hırsıyla yakıp yıkarak gidermeye çalışan, bunu yaparken genç, yaşlı-çocuk-kadın kimseye acımayan hasta ruhlu kitleler türedi.
İlkokullara, anaokullarına bile silahlı saldırı düzenleneceğini, pazar yerlerine-alışveriş merkezlerine, ibadet yerlerine bile bombalar atılacağını bundan 15-20 yıl önce kimse düşünemezdi.
Geçenlerde TV’de Bradley Cooper’ın başrolde oynadığı “American Sniper-Keskin Nişancı” filmi gösterildi.
Orda bir savaş var uzakta…
Filmde Irak Savaşı sırasında Amerikan askerlerini korumak için oraya gönderilen bir keskin nişancının yaşadıkları anlatılıyor.
20 Mart 2003’te “ABD ve İngiltere’nin öncülüğünde” başlayan Irak işgalinde 2 milyona yakın insan, 500 binden fazla çocuk ölmüştü.
Filmde Irak’ta bu trajedi yaşanırken ABD’de insanların “kendi askerlerinin ve Irak halkının neler çektiğini hiç umursamadan” yaşamlarını keyifle sürdürmeleri… “
“Yaralandı” denilen askerlerin kollarını-bacaklarını, gözlerini kaybetmesi, en hafif etkinin “ömür boyu psikolojilerinin bozulması”, savaşın içinde kalan ailelerin-çocukların yaşadığı sefalet ve dehşet, kısacası düşünmediğimiz çok şey anlatılıyor.
Şu anda Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın birçok köşesinde, Türkiye’nin Güneydoğu’sundaki PKK teröründe de benzer trajediler yaşanmakta.
Suriye ve Irak’ta “DAEŞ, PYD-PKK ve diğer terör örgütleri”nin yanında başrolde yine ABD ve İngiltere, ilaveten Rusya, İran var.
Senaryo imiş!
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova ABD’yi Suriye’deki tutumundan ötürü eleştirirken İngiltere’ye de “İşler sizin senaryonuzdaki gibi gitmeyince bizi suçluyorsunuz” dedi.
Bu ülkelerin hepsinin ve birçok örgütün kendine göre yazdığı acımasız senaryolar dünyaya zehir saçıyor.
Ülkeler güç birliğiyle terör ve kötülükleri samimi şekilde bitirmek yerine bu acımasız katliamları sürdüreceklerine “kendilerinin kontrol edemediği” Matthew Kasırgası’ndan ders çıkarsalar ne iyi olurdu!