Önce MHP Lideri Devlet Bahçeli “Bu anayasa değişikliği referandumdan geçmezse ülke karmakarışık olur” sözleriyle seçmeni adeta tehdit etti ve bu sorumsuz konuşmaya bir düzeltme bile yapmadı.
Arkasından Ak Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem bir adım ileri giderek ve aslında demokratik hiçbir ülkede bir siyasetçinin yapmayacağı şekilde “Eğer yüzde 50’yi geçemezsek iç savaşa hazır olun” dedi.
Neyse ki bu kez hemen AKP Manisa teşkilatı Başkanı Mustafa Ataş “Olayı öğrenir öğrenmez istifasını almalarını istedim” dedi ve şöyle devam etti:
“Referandumda vatandaşlar tarafından kullanılan ‘Evet’ oylarının da, ‘Hayır’ oylarının da başımızın üstünde yeri vardır. Partimizin bütün yetkili kurullarında görev alan arkadaşlarımızın baştan beri görüşleri böyledir.”
İstifa yeterli mi?
Mustafa Ataş’ın müdahalesi haklı ve halkın duymak istediği türden bir adımdı ve “iç savaş” söyleminin sahibi Ozan Erdem dün istifa etti.
Bu kadar ciddi, “halkı kin ve nefrete yönelten, tahrik eden” ve yalanlansa bile seçmenin bilinç altına yerleşen konuşmaların sadece istifa ile geçiştirilmesi yeterli midir?
Lider veya bir teşkilat başkan yardımcısı oldukları için bu sözlerin hesabı yargıda sorulmayacak mıdır?
Bunlar kadar ciddi bir başka söylem daha var.
Bu referandumun bir “parti seçimi” olmadığı bilinmesine rağmen sürecin partiler üstünden gerilim yaratarak, karşı oy vereceklere suçlamalar yapılarak sürdürülmesi.
Teröristler oy mu verecek?
Keşke durum Mustafa Ataş’ın belirttiği gibi olsa…Önceleri “FETÖ, HDP, PKK da Hayır diyor, onlarla aynı oyu veren de teröristtir” anlamında konuşmalar yapıldı, son olarak bu gruba “IŞİD” de eklendi, “DEAŞ da Hayır diyor” dendi.
DEAŞ veya PKK ne münasebetle Türkiye’nin referandumu hakkında görüş bildirebiliyor?
Her vatandaşın “istediği kararı verebileceği” bir anayasa referandumu sürecinde ne münasebetle acımasız katil örgütlerin adı geçebiliyor?
Bu örgütler Türkiye anayasası konusunda söz söyleme veya oy verme hakkına mı sahiptir?
Parti veya yöneticilerin bu tür baskıları seçmene yapmaması, Mustafa Ataş’ın dediği gibi “vatandaş ne oy verirse versin milletin tercihine saygı duyulması” sağlanmalıdır.
ABD yine geliyor
CIA Başkanından sonra şimdi de ABD Genelkurmay Başkanı bugün Ankara’da olacak. Milli Savunma Bakanı Işık Suriye’de El Bab’dan sonra Menbiç ve Rakka operasyonlarının yapılacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “El Bab’dan daha derine gitmemeliyiz” görüşünün değiştiği anlaşılıyor.
Dışişleri Bakanı Işık “Menbiç’te PKK-PYD varlığını kabul edemeyiz. Rakka operasyonuna PKK-PYD katılmamalı ama ABD kesin kararını vermiş değil” diyor.
ABD nasıl ki Irak’ta Musul operasyonunda Türkiye’yi istemedi ama IKBY-Barzani, PKK-PYD oradaydı, nasıl ki hala PKK-PYD’yi zırhlı araçlar, ağır silahlarla donatıyor, Menbiç ve Rakka’da da “ne söz verirse versin” onlardan vaz geçmeyecektir.
Türkiye’yi yanlış yönlendirmeleri konusuna dikkat edilmelidir.