Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül altı ay geçtiği halde Huber Köşkü’nü halâ boşaltmadı.
Sıkıntı oluyor, mızrak çuvala sığmıyor.
Eski Cumhurbaşkanı’nın yazlık köşkü bir türlü boşaltmaması, epeydir kamuoyunda eleştiri ve sömürü sebebi oluyordu.
Parti üst yönetimince seçimler hızla yaklaşırken eski Cumhurbaşkanı Gül üstünde kırgınlık yaratmayacak bir çözüm formülü için çalışma talimatı verilmiş olduğu anlaşılıyor.
Siyaset çevreleri Gül ailesine yakınlıkları ölçüsünde katılıyorlar bu tür tartışmalara.
Bazı örneklerde eleştiri kalitesinin seviye kaybetmesi “tedbir” alınması ihtiyacını doğuruyor.
AKP iktidarına en yakın gazetelerden biri olan Sabah’ta dün çıkan “Huber Köşkü neden boşaltılmıyor?” başlıklı değerlendirme aranan tedbir için harekete geçilmiş olduğunu gösteriyordu.
Yazının sahibi Sevilay Yükselir şunu demiş:
“Ne hikmetse elli bin defa gündeme getirilmesi gereken Huber Köşkü’nün halâ eski Cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor olması meselesi es geçiliyor.
Peki neden? İki nedeni var:
Muhalif basın ve muhalif siyasetçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düştüklerine inandıkları için eski Cumhurbaşkanı’nın bu lüzumsuz işgaline göz yumuyor ve Gül’ü koruyup kolluyor..”
Yazar her masrafı halkın ödediği vergilerle karşılanan bu misafirliğin artık son bulmasında geç bile kalındığını belirtmiş.
Eski cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ve Süleyman Demirel’in bu tür bir yanlışa düşmedikleri övgü ile ifade edilmiş.
Abdullah Gül’ün Huber’i boşaltma maliyeti aşırıya kaçmış görünüyor.
Partinin gazetesinde Abdullah Gül’ün lojman sorununu çözme çabasına girmek zorunda kalması (ya da bu mecburiyette bırakılması) iktidar partisinde havaların bozacağına işaret sayılabilir.
İlerleyen lider
HDP lideri Selahattin Demirtaş, her gün verimli bir siyaset araştırmacısı gibi çalışıyor, yeni ufuklar açıyor.
Kendi arayıp buluyorsa ne mutlu, üretiyorsa büyük bravo.
Suudi Kralı Abdullah’ın ölümüne yas ilânı için çağrının sahibi olan Başbakan’a şunu dedi:
“Kusura bakma. 30 karısı, 60 çocuğu var. Bir yerden bir yere 40 uçakla gidiyor. Şimdi ölmüş diye yas mı tutacağız?”
Yoksullara yardım konusu:
“İnsanın onurunu elinden alıyorlar. Kömür, makarnalarla kendi kurumlarının önünde bekletiyorlar. Mesele adil dağıtım meselesidir. Bıktık artık halka bağırıp çağıran siyasetçiden!”