CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, muhalefet partilerinin yaptığı dörtlü ittifaka HDP’nin de dahil edilmesine bir itirazı olmayacağı konuşmalarından anlaşılmasına rağmen sonuçta HDP bu ittifaka alınmadı.
HDP Grup Başkanvekili, CHP’yi suçlayarak “Bu ittifakın bir sağ ittifak olduğunu, sosyal demokrat bir partinin sol bir partiyle ittifak yapması gerektiğini” söyledi.
Acaba bu yorum doğru mu?
HDP eğer gerçekten barış ve demokrasi için siyaset yapan bir parti olsaydı, terör örgütü PKK ile arasına mesafe koysaydı, kendisiyle ittifaka karşı çıkan parti olur muydu?
HDP’li milletvekilleri kısa süre önce Meclis’te Güneydoğu illerinden “Kürt illeri” diye söz etmiş, tepkiler karşısında sözlerini düzeltmişlerdi.
Yani, sadece terör örgütü ile organik bağ meselesi de değil, ortada bir “toprak sahiplenme” var.
Suriye’de PKK-PYD’ye karşı halen devam eden mücadelede verdiğimiz şehitler var.
Bu durumda, Suriye sınırımız boyunca bir PKK koridoru oluşturmaya çalışılırken diğer siyasi partilerin “bu örgütle içiçe” görünen bir partiyle ittifak istememesi doğal değil midir?
Diğer tarafta HDP, cezaevinde olan eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı partinin “cumhurbaşkanı adayı” olarak gösterdi.
Önceki seçimler…
Acaba onun adaylığı ve HDP’nin ittifak dışında seçime girmesi sonucu nasıl etkileyecek?
Selahattin Demirtaş’ın 7 Haziran 2015 seçimi öncesindekiteröre mesafeli, barışçıl söylemleri HDP’nin kendi tabanı dışındaki oyları arttırmış, yüzde 13.1 oy almasını sağlamıştı.
7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında birden PKK ve IŞİD saldırıları başladı, çok sayıda vatandaşımızı bu saldırılarda kaybettik.
HDP 1 Kasım seçiminde büyük oy kaybına uğradı, yüzde 10.66’ya düştü ve 21 milletvekili kaybetti.
Bu da gösteriyor ki, sadece siyasi partiler değil, terörü destekler görünen bir partiden seçmen de uzaklaşıyor.
24 Haziran seçimlerine gelince… HDP’nin durumunda bir değişiklik olmasa da Demirtaş’ın cezaevinde olması “sadece onu hapisten çıkarmak için” oy verecek seçmenler ortaya çıkarabilir.
Barajı aşar mı?
Hatta yalnızca bu hapis meselesi, yarattığı mağduriyet havasıyla HDP’nin barajı aşmasına, Demirtaş’ın cumhurbaşkanı adaylığında beklenenden fazla oy almasına neden olabilir.
Durum böyle olursa cumhurbaşkanı seçiminin 2’inci tura kalma ihtimali artar, genel seçimde ise muhalefet kanadını güçlendirir.
Diğer tarafta, tartışmalarda “bütün Kürt seçmenin HDP’ye oy vereceği” gibi gerçeklerden uzak görüşler dile getiriliyor.
HDP’nin PKK ile yakınlığının Kürt seçmenin bir kesimini de rahatsız ettiğini, bu kitlenin sağ parti-sol parti ayırımı gözetmeden oyunu farklı partilere kaydırabileceğini göz ardı etmemek lazım. Kısacası, bu seçimdeki dengelerin HDP için de sürpriz sonuçlar yaratması çok mümkündür.