Değişen başbakanların, bakanların, cumhurbaşkanlarının, belediye başkanlarının bürokratlardan bir kısmını değiştirerek kendi ekiplerini getirmesi doğaldır. Ancak son değişiklikler daha öncekilere benzemiyor. Artık değişiklik beş, on, on beş kişiyle sınırlı değil.
Belediyelerde ve teşkilatlarda “metal yorgunluğu” olduğu söylenerek Ak Parti’de yapılan değişikliklerin arkasından örneğin Ankara Belediyesinde yüzlerce istifa geliyor.
Ankara’nın Melih Gökçek’ten sonra gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna seçildikten hemen sonra 135 görevlinin istifasını istemiş.
Pazartesi günü 6 bürokrat ve belediyeye bağlı “bütün şirketlerde” 100 yönetim kurulu üyesinin istifasının istendiği haberi çıktı.
Arabesk medeniyeti
Mesela “Projeler Daire Başkanı” ve “Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı” da istifası istenen bürokratlar arasında… Bunları görünce insanın aklına her iki konuda belediyenin ciddi yanlışlar yapmış olabileceği geliyor. Kültür ve tabiat varlıklarına zarar veren çok sayıda proje olması küçük bir olasılık değil.
Bunu da ben değil yöneticilerimiz söylüyor. Hatırlayalım: Şehircilik Bakanı Özhaseki “Bu coğrafyadaki Selçuklu (ilk medeniyet) ve Osmanlı’da ‘şehircilik’ planla yapılıyordu. Bugün kurduğumuz şehirlere baktığımızda hangi medeniyet ismini veririz bilmiyorum, ‘Arabesk medeniyeti’ desek doğrudur” sözlerinden sonra şunları söyledi: “Bilinçsizlikle şehirlerimizin canına okumuşuz. En büyük şehirlerde 100 katlı gökdelen, yanında bir baraka, yanında bir sanayi”…
Yeşillik mezarlıkta!
Aynı sıralarda Cumhurbaşkanı Erdoğan sarayda Şehircilik Şurası’nda yaptığı konuşmada şöyle demişti:
“Şehirler kurucu ve sakinlerinin adeta aynası gibidir. Hayata nasıl bakıyorsak yaşadığımız şehirlere de öyle şekil veririz. Şimdi yeşil arıyorsanız ‘mezarlıkların olduğu yerde’ bulursunuz”.
Sadece 2 büyük şehrimize, dünyanın en güzel mega kenti İstanbul ile başkentimiz Ankara’ya dışardan gelen insanların gözüyle, havaalanlarının yolları üzerindeki yapılaşmaya bakmak yeterli.
Aralarında tek yeşillik olmayan gecekondular ve bitişiğinde en özensiz şekilde dikilmiş çarpık gökdelenler. İstanbul’da ayrıca Boğaz’dan bakıldığında da çirkinlik abidesi gibi duran ve artık kaldırılması da imkansız olan gökdelenler…
Suçlular kim?
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki’nin konuşmalarında geçen büyük suçların sorumluları kimdir? Bu çirkin yapılaşmaya kimler izin verdi ve yıllardır bunu konu bile etmedi?
Topbaş 13 yıl İstanbul’da, Gökçek 23 yıl Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığına göre, yukardaki açıklamalar ışığında onların ve istifası istenen bürokratların hesap vermesi gerekmez mi? Hepsi aynı anda metal yorgunluğu diyerek sessizce çekilip gidecekler mi?
Dikkat edelim de “kentsel dönüşüm” adı altında sonradan pişman olacağımız yeni taş yığınları ortaya çıkmasın, örneğin Karadeniz Bölgesi’nin turizm cenneti güzellikleri de elden gitmesin.