Türkiye’nin içerde ve dışarda çözüm bulunması gereken çok önemli sorunları var. Bunların başında “sınırımızdaki PYD-PKK bölgesi”, Zarrab davası, ABD-NATO ilişkileri ve ekonomi geliyor.
ABD ve NATO ile süren gerilim, dolar ve faizin hızlı artışı piyasaları karıştırdı, enflasyon son yılların en yüksek düzeyine çıktı. Dolar 4 TL’ye dayandı, faizler arttı, Merkez Bankası’nın Kasım ayında yaptığı dördüncü müdahale de piyasaları yatıştırmaya yetmedi.
İMF, yayınladığı raporda “Artan politik belirsizlik, turizm gelirlerindeki sert düşüş ve yüksek ‘şirket borçluluğu’nun Türk ekonomisine zarar verdiğini, Türkiye’de enflasyon ve işsizliğin artmasının beklendiğini” bildirdi.
Hükümet “yüksek faiz ve enflasyonun aşağı çekilmesi için çalışmalar yapıldığını” açıklıyor, umarız bu çalışmaların faydası olur ve bunun yanında “iç ve dış politikanın etkilerinin azaltılması, gergin atmosferin düzeltilmesi” de düşünülür.
YPG ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi zirvesindeki “Ülkemizin güvenliğine kasteden terörist unsurların süreçten dışlanması önceliğimizdir… Toprak bütünlüğü diyorsak Suriye’yi bölmeye çalışan eli kanlı bir çeteyi meşru bir aktör olarak göremeyiz” sözleri çok önemlidir.
Putin’in zirve öncesindeki “İran ve Türkiye parçalanmayı önledi” açıklamasını aslında “büyük ölçüde önledi” şeklinde düzeltmek gerekir.
Suriye’nin kuzeyi, Türkiye ile olan sınır boyunca “IŞİD’le mücadele” bahanesiyle boydan boya PYD-PKK’nın kontrolüne alınmış ve Suriye bölünmüştür.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani şimdi “Suriye’de sadece hükümetin daveti ile orada bulunan Rus ve İran askerleri dışındaki güçlerin çekilmesi gerektiğini” söylüyor.
ABD “çekilmeyeceğini” açıkladı, hala silah yığmaya devam ediyor. Çekilse de zaten orada PKK-PYD bölgesi ABD’nin açık katkısıyla ortaya çıkmış durumda.
Rusya-ABD bilmecesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan “DEAŞ’ın çıkışı gibi kayboluşu da muamma… Siz hala silah yığmayı hangi ülkeye karşı yapıyorsunuz” sözlerinde haklıdır ancak bu tepkide geç kalınmış, ABD-PYD müttefikliği amacına büyük ölçüde ulaşmıştır.
PKK-PYD’nin alan kazanması sırasında verdikleri destekle “ABD ile Rusya’nın Türkiye’ye karşı yan yana gelmiş olduğunu” ve bunun kabul edilemeyeceğini Trump’ın partisinden Senatör Mc Cain’in vurguladığı biliniyor.
Dün de Rusya’nın “TSK’yı Hatay sınırımızda bulunan ve PYD’nin elinde olan Afrin yolundan döndürdüğünü” hatırlatmıştım.
Daha 3 gün önce YPG (PKK) İdlib’deki TSK gözlem gücüne Afrin’den havan toplarıyla saldırdı. Bu durumda, İran “Türk askeri Suriye’den çıksın” diyorsa İdlib ve Afrin PKK’ya mı bırakılacaktır?
Bu gelişmeler “terörist unsurların Soçi sürecinden dışlanması” şerhini yetersiz kılmaktadır.
ABD zaten açık destek verirken bir de Rusya ve İran’ın “sınırımızdaki PKK koridorunun tamamlanması konusunda nasıl bir politika izleyeceğini” kesin olarak bilmeden, “Türk askeri çekilsin” taleplerini kabul ederek bu sürecin içinde olmak Türkiye adına yanlış görünüyor.
Hükümet bu konuya öncelik vermelidir.