Süreçte 15 Şubat, tarihin yeniden yazılmaya başlanacağı yeni çıkış noktası olacaktı.
İki yıla yakın süredir bu barışçı çabalar Türkiye’yi terörün yıkımına ve ölümlere karşı korumuştur.
Ne bekleyerek besliyoruz içimizdeki umutları?
Karşılıklı uzlaşmanın güvencesini kazanmamış askeri anlaşmalar, barışı pamuk ipliği ile test etmenin pek de akılcı olmayan denemeleridir.
Geçirdiğimiz böyle bir denemenin başarısız kaldığı gerçeği ile yüz yüzeyiz şu anda.
PKK’nın şehir kolu KCK’nın yaptığı açıklamadan öğrendik bunu.
Söz konusu açıklama, “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı”nın şu uyarısını duyuruyor:
“Bizim için sürecin 15 Şubat’la birlikte son derece tehlikeli, kritik ve bitme noktasında olduğunu belirtmek durumundayız!”
Eksik kalan işler
KCK Yürütme Konseyi iktidar partisi AKP’yi muhatap alıyor söylemlerinde ve ilişkilerinde.
KCK ve örgüt başı Apo, iktidar partisinin algılar zemininde iyimserlik yaratarak zamana oynadığını düşünüyor.
Tabii olaysız bir genel seçim için çalıştıklarını bilmemek de imkânsız. Ve...
Şu soruların cevabını bekliyor:
1. Bakalım bu defa AKP hemen yarın resmi müzakereye başlayacak mı?
2. İzleme heyeti kurulacak mı ve bu heyet Apo’yla görüşecek mi?
3. AKP’nin bir Kürt politikası varsa bunu ortaya koyup somut adım atacak mı?
4. Kürt hareketinin kamuoyu ile paylaştığı müzakere taslağı” karşısında AKP adım atabilmiş midir?
KCK’ya göre 15 Şubat’a kadar bir hayli ilerleme katedilmesi gerekiyordu.
Olamamıştır.
Çünkü AKP yine zamana oynayan politikalarını sürdürmüştür.
Kötü niyet şüphesi
Terör örgütüne göre Türk tarafı somut adımlar atmak ve demokratik yasalar çıkarmak yerine iç güvenlik paketi adı altında faşist yasalar çıkarmaya uğraşmaktadır.
Çözüm adımı atmayacağı niyetini KCK net ifadelerle belli ediyor.
Buna rağmen sürecin “son derece tehlikeli, kritik ve bitme noktasına geldiği” inkar edilemez.
Hiçbir müzakere, hiçbir diyalog başlamadan bitmez.
Sürecin en çetin aşaması, devletin bir terör örgütünü muhatap almayı kabul etmesiydi.
Barış iradesi mevcut olduğuna göre artık pişmanlıklara harcanacak zaman yoktur. Fırsatlar iyi değerlendirilmeli.
Olayın en hassas yeri, milletin hakemliğini işler kılmak, kimsenin akıl dışı kabullere zorlanmadığına herkesin tanıklık etmesidir.
Bunun şartı da açıklık ve şeffaflıktır. Unutmayalım!