Memleketin neresi ağrısa getir bir torba kanun geçir bir reform...
Tüm dertler geride kalsın!
İktidarın anayasacısı Burhan Kuzu dur-durak demeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tüm yürütme yetkilerini üstüne almış bir “Başkan” yapmak için adeta savaş veriyor.
Bu uğurda kavga verirken sağlığını bozacak kadar kendinden geçiyor.
Son söyleşilerinden birinde Başkanlık sistemine karşı duran insanların boğazına sarılmak istediğini söylemesi...
Buna ne denir?
Sahip olduğu sempati kredisini erken tüketmesi riski vardır.
Son TV mülâkatında, güncel bir konuya gönderme yaptığı için daha dikkat çekici oldu.
“Başkanlık sisteminde hükümet parlamento içinden çıkıyor. O durumda bakanlar ile milletvekilleri karşı karşıya kalıyor. Milletvekili, denetlenen bakan eğer kendi partisindense aleyhine oy kullanmıyor. Denetim de olmuyor!”
Dört olumsuz örnek
Bu bakımdan dört eski bakanın meclis soruşturmasına tabi tutulurken Anayasa hocası Kuzu’nun ne yaptığını merak etmeye herkesin hakkı vardır.
Elbette gereken, büyük harflerle yazılmayı hak eden bir “HİÇ BİR ŞEY“ cevabıdır!
Cumhurbaşkanı koltuğu, devlet kavramına Başbakanlıktan daha yakın etkileşimi daha güçlü bir makamdır.
Erdoğan bağırmayı ve azarlamayı diyalog aracı olarak kullandığını bir çok kez açıklamıştır.
Ama artık Cumhurbaşkanı konumuna uygun düşecek tarz değişimini geciktirmemeye bakmalıdır.
Cumhurbaşkanı ülkenin 1 numaralı mevkiidir.
Orta boy bir kriz yaşadık. Bunun yansımaları oldu.
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz tecrübesini bu ihtilâfı aşmakta kullanma iyi niyetine talihsiz ve kırıcı bir karşılık almıştır.
Kendi işi bu değil mi?
Eski Başkan Yılmaz, ekonomideki tüm sorunların faiz politikasına bağlanamayacağını belirterek siyasilerin reform yapmaları gerektiğini ifade etmiş, sonra da muhatabını çok sevdiği sözlerle azarlamıştır.
Kendisini G-20 başkanlığına ulaşmanın mutluluğundan uyandıran “Kendi işine bak“ uyarısı, devlet zirvelerinde bir kez daha işitilmesin.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığına sahip çıkmak düne kadar, siyasi iktidara da Merkez Bankası’na da başarı ve itibar getirmiştir.
Emekli Başkan’ın bu kazanımdan alacağı pay kimseyi kıskandırmamalı...
Bunalım bitirilmelidir.
“Faizi bırak reform yap” çağrısının sahibi yeni ve eski başkanlar katında Merkez Bankası eski itibar ve güveni kısa zamanda geri almalıdır!