Tayyip Erdoğan “öfke hitabet sanatıdır” dediğinde ona kimse inanmamıştı.
Şimdi, bu sanatı icra ederek elde ettiği kazanımları izliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gerginlik ve husumet yaratarak kitleleri korkuyla yönetmenin ustalık kademesine yükselmiştir.
Organizasyonu kusursuz yapan bir takım onun için çalışıyor olmalı.
Her adım, her söylem bu senaryonun profesyonel akılla yürütüldüğünü gösteriyor.
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının yıldönümü nedeniyle yeni bir perde açılacak.
Paralel yapı da gerilimi biraz daha arttırmaya karar vermiştir.
Twetter fenomeni Fuat Avni’nin 150’si gazeteci 400 kişinin gözaltına alınacağı haberi medya dünyasını sarsmıştır.
Çünkü bu haberin gerçekleşmemiş olması Türkiye’yi kurtarmaz; yakıştırılması bile yeterince hakaret taşır.
Cumhurbakanı Erdoğan hitabet sanatının daha ileri teknikleri ile “yola devam” etmekte kararlı olduğunu belli etmiştir:
“Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının birtakım kirli cinayetlere -burası çok önemli- faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte bugün görüyoruz.”
Millet güvenlik ve huzur özlemi çekmeye başladı; onun vaadini gelecek için almayı ümit edemez miyiz?
Hayır; Cumhurbaşkanı ümit vermiyor. “Daha fazlası da çıkacak. Daha şaşırtıcı şeyler de görecek, duyacaksınız“ dedi.
Türkiye’nin bugünkü durumu, dini siyasete alet etme hastalığının devasız bir sürükleniş getireceğini bize öğrettiyse yine de kazançtır!
Ulus devlet kurmak değil
Demirtaş Brüksel’deki Kürt konferansında “Hedefimiz ulus devlet kurmak değil” demiş..
Bu iddiaya “keşke” diyerek destek vermek isterdim ama pazarlıkla ilgili ipuçları, daha aşırı, daha hastalıklı etkilerle “ulus devlet”i aşan hedefler bile gözetildiğini hissettiriyor.
Süreci iyi kontrol etmek lâzım.
Aksi halde ulus devleti aşıp ırkçı eğilimlere kayan bir toplum oluşabilir ki, hareketin önderleri, hakaretlerin en ağırını hak eder o zaman.
HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın sesinde zor bir işe kalkışanların tereddüdü seziliyor.
“Ortadoğu gibi halkların birbirine düşman edildiği bir coğrafyada” yeniden bir arada yaşamak projesi”nin zorluğuna işaret ediyor Brüksel’de.
Bütün bu zorluklar nedeniyle projenin ütopik hale geldiğini söylüyor.
Bu proje bin yıldır yaşıyor.
Barışı terör bozdu.
Terörden vazgeçilmesi ile barış geri gelebilir..