Ekonominin, büyümenin beklenenden daha iyi olduğu açıklansa da durumun endişe verici boyutları olduğu Hükümet’in mesajlarından da anlaşılıyor.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek iş dünyasına seslenerek “Aman borç almayın, ortak alın… Borç bu dönemde büyük sorun” dedi.
“Yatırımların durağan olduğunu, faizler yükselirse borçların ödenmesinin sorun olacağını” söyledi.
Dış ticaret açığımız 976 milyar 746 milyon dolar, bunu kapatmak için dışardan borçlanmaya devam ediyoruz.
Yabancı sermayeye gerek var fakat yabancı sermayede ciddi bir azalmanın olduğu, birçok firmanın çekildiği de bir gerçek.
Uzmanları dinlemek…
Ekonomi uzmanları bu durumda en azından “ithalatı azaltıp, ihracatı arttırmamız gerektiğini fakat bunun yapılmadığını, dolardaki kur artışına rağmen ithalatın aynen devam ettiğini” söylüyorlar.
Alınan dış borçla “kazanç sağlayacak yatırımlar yerine inşaatların arttığını, büyüme rakamlarının dış borçlarla desteklendiğini, üretim yerine tüketimin arttığını” anlatarak bunların olumsuz sonuçları konusunda uyarıyorlar.
Bu yanlışların “doların yükselmesi, TL’nin değer kaybetmesinde” etkili olduğunu vurguluyorlar.
Siyaset ve ekonomi uzmanlarını dinlemenin, önerilerini dikkate almanın önemini birçok yazımda vurguladım, bunu ülkemiz adına görev biliyorum.
Başbakan Yardımcısı Şimşek’in konuştuğu “Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde iş adamları da konuştular. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik “OHAL’in kalkması, normalleşmenin hızlanması” gerektiğini (yatırımlar, dışardan alınacak krediler bu durumdan çok etkileniyor) bir başka iş adamı “İş dünyasının büyük sıkıntıda olduğunu” anlattı.
Seçmen emin olmalı
Ekonomi nedeniyle bir erken seçim olabileceği konuşulurken AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın “12 Eylül 2018’de yapılacak AKP büyük kongresinin öne çekileceğini” açıklaması erken seçim ihtimalini arttırmış görünüyor.
Bunda Afrin operasyonunun Mayıs sonunda tamamlanacağı beklentisinin de rol oynadığı iddiaları dile getiriliyor.
Dolardaki artış geçici olmaz ve sürerse, ihracat artmaz, dış borçlar artmaya devam ederse ekonomide bir süre sonra daha da zor bir tablo görmemiz mümkün.
Bunlar gerçekten de 2019 beklenmeden bir erken seçimi gündeme getirebilir.
Türkiye erken seçimlere alıştı ancak çok önemli bir seçimde halkın “güvenli bir seçim olacağı” konusunda huzurunun sağlanmasına dikkat edilmelidir.
Ana Muhalefet Partisi’nden bir milletvekilinin “2 milyon 537 bin kişi öldükleri halde sağ görünüyor. Doğmamış kişilere sahte seçmen numarası verilmiş” iddiası üzerinde durulmalı, seçmenin “bu iddianın gerçekle ilgisi” konusunda aydınlanması sağlanmalıdır.
Benzer olaylar daha önceki seçimlerde de yaşandı, iddialar ortaya atıldı, bu kez çekişmeden, birbirini suçlamadan gerçeklerin anlaşılmasını sağlamalıyız.
Son yıllarda birçok üzüntü yaşayan Türkiye, sağlıklı, güvenli, adil bir seçimi hak ediyor.