Ege’deki depremlerin yanında, yaşadığımız siyasi ve sosyal depremler de maalesef devam ediyor.
Hakkari’de 10 yaşında bir kız çocuğuna tecavüze kalkışırken köylüler tarafından yakalanan sapık “tecavüz tam gerçekleşmemiş” denerek serbest bırakıldı.
Videoda köylülerin görevini yaptığı, verdikleri doğru tepki açıkça görülüyor, oysa hakim görevini yapmamış, bu sapığın cezasını vermeyi başaramamış.
Diyarbakır’da bir başka sapık Münir Y. üç kız çocuğuna tacizde bulunduğu için 30 yıl hapisle yargılanırken, çocuklar baskı altında ifade değiştirmişler ve bu suçlu “iyi hal indirimi” ile 6 yıl 8 ay hapis almış.
Kadın Hakim Berna Saçan Türker “Suç sabit, ceza adil değil” diyerek muhalefet şerhi koymuş.
Suçlu hakimler
Sapığı serbest bırakan veya “iyi hal indirimi” yaparak 30 yılı 6 yıla indiren hakimler bu ağır suçlara ortaktır.
Eğer hukuk işliyorsa ve toplumu koruyacaksa, en kısa sürede görevden el çektirilmeleri ve yargılanmaları gerekir.
TKDF Başkanı Canan Güllü, 1 Temmuz-1 Ağustos arasında “Aile içi şiddet” nedeniyle “Acil Yardım Hattı’nı arayanlar”ın sayısının 318 olduğunu bildiriyor. Sigara içen kadınları “namussuz” ilan eden yazıların çıkmasına, Bakan’ın “Kimse hakkında giydiği şorttan dolayı adli soruşturma açılmıyor ki” demesine hükümetten bir tepki gelmezse kadınlar ve çocuklarla, yaşam tarzları ve giyim-kuşamla ilgili skandallar evlerin içinde bile artacaktır.
Medeni bir ülke mi olacağız, yoksa en geri kalmış ülkelerdeki olaylarla mı yaşayacağız, buna hükümetin ve yargının artık karar vermesi gerekiyor.
Görmez de görevini yapmadı!
Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker sosyal medyada “Diyanet’e giden 7 milyar vergi ile benzin ve elektrik ne kadar ucuzlar? Bunun ekonomiye ve milli gelire katkısı ne olur” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet’in “Ülkede kök salan FETÖ konusunda geç kaldığını” söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ayrılan Görmez de “Bir daha sapkın hiçbir dini yapı konusunda 40 yıl gecikmenin mahcubiyeti yaşanmamalıdır” sözleriyle devlet kurumlarına yıllardır sızan FETÖ’ye müdahalede geç kalındığını ima etmişti.
Ortada bir “geç kalma” sorunu olduğu zaten açık, ancak…
Cem Toker’in vurguladığı gibi, devletin nedense bu kadar dev bir bütçe ayırdığı Diyanet’e yıllarca başkanlık etmiş olan Mehmet Görmez’in tek hatası bu da değildir. Ortadoğu’nun ve dünyanın din istismarcısı terör örgütleri tarafından cehenneme çevrildiği bir süreçte, uluslararası bir toplantıda, “savaşlarda kullanılan silahlar”dan yola çıkarak “Laiklik dünyayı topyekun savaşa soktu” diyen de odur, Gezi eylemlerinde “camide içki içildi” yalanını destekleyen de…
Diyanet, skandal bir soruya karşılık “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir” şeklindeki korkunç açıklamayı da onun döneminde yapmıştır.
Bu yanlışlar yerine toplum Diyanet’ten “kadına ve çocuklara saygılı bakışı, şiddetin ve canlılara zarar vermenin din tarafından yasaklandığını” dinlemiş olsaydı çok şey değişebilirdi.