Demokratik seçim ve ekonomi!

Partilerin milletvekili aday listeleri açıklandı ve YSK’ya teslim edildi.

Bir partinin göstereceği milletvekili adayları seçmenin her kesiminin benimseyip güveneceği isimlerden oluşmalıdır. Bizde ise giderek çoğunluğu yönetimdekilerin yakınlarından veya kişisel tercihlerinden oluştuğu için sonuçta çıkan listeler seçmen katında da, parti tabanında da memnuniyetsizlikle karşılanıyor.

Bu seçim öncesinde de aynı durumla karşılaşıldı. Aslına bakarsanız, temel sorun milletin “kendisini temsil edecek vekillerini” kendisinin belirleme hakkının elinden alınmasıdır.

Liderlerin ağzından düşürmediği “milli irade ve demokrasi” her şeyden önce bu nedenle tecelli edememekte, millet “genel başkanlar tarafından belirlenip önüne konan listelere” zorunlu olarak oy vermektedir. Muhalefet partileri dahil, buna karşı çıkan ve “kendi temsilcisini halk seçsin” diye ısrar eden bir lidere de şimdiye kadar rastlamadık.

Özgür irade ile…

Başkanlık sisteminin veya parlamenter sistemin “demokrasi ile yönetim”i sağlayabilmesi için milletvekilleri özgür iradeleriyle karar verebilmelidir. Yakın geçmişte TÜSİAD bu konunun üzerinde durmuş, Meclis’te siyasi partilerin milletvekillerine “liderlerinin yüzünü” koyduğu bir resim yayınlanmıştı.

Haberin Devamı

Milletvekilleri liderler tarafından seçildiği sürece onlardan farklı bir görüş sergileyemez, lider ne istese elini o yönde kaldırır. Türkiye’de buna “parti disiplini” deniyor oysa Batı ülkelerinde genel başkanın veya ABD’de başkanın kendi partisinden vekiller bile her konuda rahatça görüş bildirebilirler.

“Başkanlık mı, parlamenter sistem mi” demeden önce bu konunun halledilmesi gerekirdi ama yapılamıyor.

Rakibini eleştiren tüm liderler böyle bir gücü elinde tutmak istiyor.

Sonunda bakıyorsunuz seçmenin “bu adayın burada ne işi var” diyeceği isimler listelerde yerini almış. Böyle bir demokrasi eksik demokrasi değil midir?

Dolar fırlayınca…

Dün dolar bir rekor daha kırarak 4.6494’i gördü, sonra 4.63’e düştü, son baktığımda 4.65’e çıkmıştı.

Merkez Bankası’nın müdahalelerine rağmen dolar ve Euro düşmüyor, tam aksine artmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

Bu durum özel sektörün ve devletin dış borçlarında dev sorun yaratırken vatandaş için de giderek dayanması güç şartlar ortaya çıkıyor. Bankacılık sistemi de aynı şekilde zorluk içinde…

Dolar artmaya devam ederse faiz arttırmanın bile bu zorluğu karşılamaya yetmeyeceği, kredi almış firmalar ve kişilerin ödemelerinin imkansız hale geleceği görülüyor. TL’nin değer kaybı sürerken seçime gitmek acaba hala mümkün olacak mı?

İktidar partisinin oyları dolar artışından etkilenebilir ve sonuç beklediklerinden farklı çıkabilir.

Dün bir haber sitesinde, TBMM’deki sandalye sayısı seçimde düştüğü takdirde Ak Parti’de “C planı olarak yeniden seçime gidileceği” değerlendirmesinin yapıldığı haberi vardı. Bir kez daha seçim üstüne seçim ihtimali ortaya çıkmadan umarız bir çözüm üretilebilir.

DİĞER YENİ YAZILAR