Seçim bitti, zor bir süreci atlattık, peki bundan sonra rahat nefes alacak mıyız? Eskiden seçim sonrası toplum sakinleşir, daha huzurlu bir dönem başlardı, şimdi böyle görünmüyor.
Öncelikle herkesin, her partinin bir özeleştiri yapması lazım.
Türkiye’nin bir “demokratik hukuk devleti” olduğunu söylüyoruz, bugüne kadar buna uyuldu mu, bundan sonra uyulacak mı? En önemli soru budur.
Türkiye 24 Haziran seçimi ile yeni bir geleceğe açılıyor.
Yeni rejimin başarısı öncelikle “adaleti, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına almasına” bağlı olacaktır.
Kutuplaşma ve şiddet
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Geçmişte ötekileştirilmiş vatandaşlar”dan, eski kırgınlıkları unutmaktan söz ettiğine göre bundan sonra gerginlik ve kutuplaşma politikasına izin verilmemelidir.
İktidarın hemen düzeltme önlemlerine başlaması gereken büyük bir ekonomi sorunumuz var. Dolar yine istikrarsız şekilde iniş çıkışta… Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim öncesi “her konuda şiddetin önleneceği” mesajları verdi.
Çocuğunun yanında bile öldürülen kadınlar, kaçırılan çocuklar, en ağır şiddete uğrayan hayvanlar toplum vicdanını ayağa kaldırıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise “hemen işe koyulacağız” demek yerine önce -MHP desteği olmadan çoğunluk sağlayamayan- Ak Parti’ye “MHP’nin onayını almadan atılacak adımlarda desteğimizi çekeriz” mesajı veriyor. OHAL’in demokrasi, ekonomi ve dış ilişkiler konusundaki olumsuz etkisi bilinmesine rağmen MHP “OHAL kalkmasın” diyor.
Demokrasi ve basın
Aynı sırada Bahçeli, kendisini eleştirmiş olan gazeteciler için bir isim listesi yayınlatarak “yaptıklarını unutmayacağız” şeklinde tehdit kokan bir mesaj veriyor.
“Sizin gibiler olmasa hakikat, haysiyet, ahlak, insanlık nasıl seçilir” diyerek seçtiği isimlerin meslek onurlarıyla oynuyor. Bu yapılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mesajla ters, demokrasiye ve basın özgürlüğüne aykırıdır.
Türkiye eğer gerçekten yeni sistemle daha olumlu bir değişime uğrayacaksa, bu değişimin zirveden başlaması gerektiği unutulmamalıdır. Bahçeli’nin, bu yayını için özür dilemesi gerekir.
İstifa etmedi!
Muharrem İnce’nin aldığı oy yüzde 30.8, CHP’nin aldığı oy (önceki seçimlerin de altında) yüzde 22.7.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün MYK toplantısında istifa edeceği söylendi ama istifa yine gelmedi. Kılıçdaroğlu “Muharrem Bey’in CHP’den fazla oy almasını zaten söylemiştik” diyor ancak CHP’nin oylarının yüzde 25’in de altına düşmesi bu sözle açıklanamaz. Kaybedilen her seçimden sonra bunu doğal göstermeye çalışmak yerine bir yenilenmenin göze alınması gerekir.
Bu değişim, partilerde -delegelerin genel başkanlara yakınlığı nedeniyle- kurultaylarla sağlanamıyor. Kılıçdaroğlu, seçim sürecini iyi yönetti, buna diyecek yoktur ama sonuç “partisinin önünü açmayı kendisinin düşünmesini gerektiren” bir sonuçtur.
Ülkenin güçlü bir ana muhalefet partisine ihtiyacı olduğu ortadadır, Kılıçdaroğlu tekrar düşünmelidir.