Hatırlayacağınız gibi biz bu “Önce tutuklayalım sonra nasılsa uygun bir iddianame bulunur” mantığını “kumpas”la yıllarca yaşadık. Başbakan Yardımcısı Canikli son konuşmasında “görevden almalar konusunda kriterlerin somut ve net olduğunu” söylemişti. Oysa bu kriterlerin ne olduğu bilinmiyor.
Sadece “FETÖ soruşturması kapsamında” denmesi yetiyor ve “çok sayıda haksız tutuklama-görevden alma” anlaşıldığı için “3 aşamalı mağduriyet planı” başlatıldı.
Çoğumuz komedyen Atalay Demirci’yi bilmeyiz, ben de hiç izlemedim. Fetullah Gülen’le konuştuğu, önünde gösteri yaptığı ve birileriyle sosyal medyadan yazışmayı kestiği için “FETÖ’cülükten” tutuklanıyor.
Sen gittin, ben gittim
TV’de futbolcular “Sen oraya gittin, ben gittim” kavgasına girişiyor. Yarbay Mehmet Alkan şehit kardeşinin cenazesinde acıyla kıvranırken söylediği bazı sözler nedeniyle “FETÖ’cü” olmakla suçlanıp TSK’dan ihraç ediliyor.
Meral Akşener’in TBMM’deki eski sekreteri “FETÖ’cü” denerek Meclis’ten ihraç ediliyor. Metropoll Araştırma Şirketi’nin “güvenilir kişi” olarak tanınan, bugüne kadar en ufak bir “Gülenci” şüphesi taşımamış sahibi Prof. Özer Sencar gözaltına alınıyor. Araştırınca hemen dikkati çeken iki araştırması;
1- 7 Haziran seçim sonucunu en yakın bilenlerden biri…
2- MHP için anket yapmış, “Devlet Bahçeli kalırsa parti baraj altında kalacak, Meral Akşener gelirse yüzde 20 oy alacak” sonucu çıkmış…
Darbe girişimi
Diğer tarafta Cemaat’e trilyonlar akıtan iş adamlarının çoğuna, bir dönem Fetullah’la görüşmek için sırayla ABD’ye koşan, toplantılarda ona övgüler dizen ve sınırsız çıkar sağlayan siyasetçilere, belediye başkanlarına dokunulmuyor. TSK’da FETÖ yapılanmasının yüzde 70’inin onun döneminde olduğu ortaya çıkan Genelkurmay eski Başkanı Özel “Özür dileyelim, millet bizi affetsin” deyince olay bitiyor. Askeri okullar kapatılıyor ama “o okullara çalıntı sorularla FETÖ’cülerin dolmasına göz yumanlar, onları terfi ettiren, yaver yapanlar” serbest. Size de “bir yerlerde yanlış var” gibi gelmiyor mu?
Akşener’in ihracı
Adeta sekreterinden ve kendisini destekleyen tüm “il ve ilçe teşkilatlarını feshetmekten” başlayıp Meral Akşener’e yaklaşan ve onu da bu işe bulaştırarak siyaseten silmeye çalışacak bir süreç yürütülüyor gibi…
Bunu düşündüren nedenlerden biri de Bahçeli’nin darbe girişiminden çok önce, 12 Nisan 2016’da söylediği sözlerdir.
Bakın muhalifleri güçlendiğinde ne diyor: “Ankara-Washington-Pensilvanya arasında MHP düşmanlığı üçgeni kurulmuştur”. (Burada Hükümet’i de FETÖ’cü yapmış.)
Muhaliflerin Olağanüstü Kongre talebi mahkeme tarafından kabul edildiğinde: “Bizim Paralel’e teslim edecek partimiz yok”. (Burada da tüm muhalifler ve genel başkan adayları FETÖ’cü yapılmış.)
Son olarak Meral Akşener Perşembe günü “MHP parti üyeliğinden” çıkarıldı. Daha önce yine genel başkan adayı olan Sinan Oğan’da denenmiş, Oğan mahkeme kararıyla partisine geri dönmüştü. Yargı adil davranırsa Akşener de dönecektir. Haksızlıkların sonsuza kadar sürmediğini bugüne kadar yeterince görmedik mi?