Cumhuriyet ve milli irade!

Bugün Cumhuriyet’in 92’inci yıldönümünü kutlarken, bunun ne anlama geldiğini de doğru algılamamız, doğru değerlendirmemiz gerekiyor.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edildiği ülke tarihin en büyük savaşlarından birini, yokluk-yoksulluk içinde ama onurla ve omuz omuza vermiş, dünyayı kendisine de, bunu başaran önderine de hayran bırakmıştı.

Bu rejim “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” temeline oturur ve “egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu” kabul eder. Yani kendisini yönetecek iradeyi belirleme hakkının seçimle halka verilmesi demektir, bu nedenle “seçimlerin adil ve güvenli şartlarda yapılması” ve bunlar sağlanmışsa sonuca saygı gösterilmesi aynı zamanda “Cumhuriyet’e saygı”yı anlatır.

Türkiye dünyadaki diğer Müslüman ülkelerin yaşadığı din-mezhep savaşlarından bugüne kadar kendini koruyabilmiş olmasını Cumhuriyet’e, laik-demokratik özelliğine ve Atatürk’ün o yıllardan geleceği görebilen vizyonuna, attığı sağlam temellere borçludur.

Olmazsa olmaz!

Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk “Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz” demişti.

Haberin Devamı

Bu sözler laikliğin tanımıdır ve ülkemizin geçmişinde olduğu gibi geleceğinde de insan haklarını ve devleti koruyabilmenin temelidir. O nedenle Anayasa’sında yer alan bu özellikleri, ilkeleri yitirmemeye çalışmak varlığının devamı için olmazsa olmaz şarttır.

Tekrarlanan seçime 3 gün kala kutladığımız bu önemli bayramda; demokrasi açısından olumsuz gelişmeler, seçim güvenliği korkuları, seçim sonucunda neler olacağı konusunda endişeler, terör örgütlerinin saldırı ve tehditleri duygularımızı etkiliyor.

Koalisyon çıkarsa…

Son yayınlanan seçim anketleri büyük ölçüde yine “bir koalisyon hükümeti ihtimali” göstermesine rağmen yapılan “koalisyon karşıtı” açıklamaların yanlışlığı yadsınamaz.

Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “Kamuoyu yoklamaları Ak Parti açısından bıçak sırtı bir durumu gösteriyor” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise “7 Haziran benzeri bir sonuç çıkarsa korkarım yeniden seçim konuşulacak” sözleriyle bir anlamda partisinin görüşünü belirtmiş oldu.

Haberin Devamı

Yalnız aynı konuşmada Şahin’in “Artık milletimiz sandık ve seçim demiyor, seçim değil geçim istiyoruz diyor. Türk ekonomisinin yeni maceralara tahammülü yok” sözlerini ve Maliye Bakanı Şimşek’in benzer yorumlarını unutmayalım.

Ne ekonomi, ne ülkede dolaşan IŞİD canlı bombaları, ne PKK terörü ya da mülteci sorununda bir günlük zaman kaybı göze alınamaz.

Seçim sonucu koalisyon çıktığı takdirde siyasi partilerin hepsi “ben yaptım, sen yapmadın” kavgalarını bir tarafa bırakarak, milli iradeye saygılı ve en hızlı şekilde “ülke yararına uzlaşma” görevini yerine getirmelidir.

Avrupa’da 22 ülkenin 2-3-4 hatta 6 partili koalisyonlarla başarılı şekilde yönetildiğini unutmasınlar!

DİĞER YENİ YAZILAR