Türkiye içte ve dışta Cumhuriyet tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktayken gündeme çıkan konular insanı hayrete düşürüyor.
Perşembe gecesi saat 11’de TBMM’de iktidar partisi tarafından Türk Ceza Kanunu’nda “tecavüz suçları ve cezalar” ile ilgili bir önerge verildi.
Bu önerge “Ceza Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması” ile ilgili kanun tasarısı görüşülürken AKP Grup Başkan Vekili Mehmet Muş tarafından verildi.
Türk Ceza Kanunu’nda cinsel istismar suçunda “mağdur ve failin evlenmesi halinde fail hakkında hükmün geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi”ne imkan veren kanun değişikliği tasarısı bir anda Meclis’i karıştırdı.
Açıklaması yoktur!
Şu anda henüz Meclis’ten geçmeyen ama Salı günü tekrar genel kurula gelecek olan bu akıl almaz tasarı kabul edildiği takdirde bundan sonra çocuk ve kadın tecavüzlerinin daha da artacağına hiç şüphe yoktur.
Halk bu kadar ciddi ülke sorunları varken tam şu sırada acaba hangi amaçla bu önergenin verilmiş olabileceğini soruyor.
Başbakan Binali Yıldırım “Yaşı tutmayan, erken yaşta evlenenler var. Bilmiyorlar yasaları. Dolayısıyla çocukları oluyor, baba hapse giriyor, çocuklar anasıyla yalnız başına kalıyor. Bu şekilde 3 bin aile olduğu tespit edilmiş. Mağdurlar için yapılan düzenlemeyi CHP ucuz istismar aracı olarak kullanmaya çalıştı” dedi.
Oysa bu önergeye verilen ülke çapında tepkileri “bir partinin tepkisi” olarak göstermek doğru değildir.
Başbakan Yıldırım yalnızca 2015 yılında sayısı 31 bin 337 olan çocuk gelinlerden söz etmektedir.
Türkiye’de adına “çocuk gelin” denen bu olay aslında “çocuk tecavüzünün yasallaştırılması”dır.
Okulda, kreşte tecavüz
Bugüne kadar yapılan fahiş hukuksuzluk devletin o çocukları ve doğurdukları çocukları güvence altına almasını, suçluların da cezalandırılmasını gerektirir. Hukuk devleti isek çözüm bu olmalıdır.
Mesele yalnızca çocuk yaşta “evlilik” adı altında yapılan çocuk cinsel istismarı da değil, Türkiye’nin geçmişinde hiç görülmemiş şekilde; okullarda hatta kreşlerde öğretmenlerin, çalışanların, aile içinde akrabaların, cezaevlerinde yetişkin mahkumların cinsel saldırısına uğrayan çocuklardır.
Bu tasarı Meclis’ten geçerse aile içinde 5-6 yaşında en yakınlarının cinsel saldırılarına uğrayan çocuklar ne olacak? Onları da aile büyükleriyle mi evlendirecekler?
Türkiye’de utanç verici bir başka saldırı türü ortaya çıkmış, zavallı sokak hayvanları bile insanlıktan çıkmış ahlaksızların cinsel saldırısına uğrayıp ölmeye başlamıştır.
Sorulması gereken soru; bu ülke bu felaketlerin daha da arttığını mı izleyecek, yoksa ağır cezalarla en kısa zamanda önleyecek mi?
Gelecek Salı tekrar Meclis’e gelecek olan bu tasarı asla kabul edilmemelidir.
Meclis’in görevi, okullarda ve her yerde “kadın ve çocuk tacizi-tecavüzü” suçunu işleyenlerin yakalanıp tutuklanmasını sağlamak, cezaları en ağır sınıra çıkarıp bunu duyurarak ve uygulanmasını sağlayarak tecavüzü önlemektir.
Hiçbir kurum ya da kişi istisna olmadan...