Ciddiyetin tam zamanı!

Deniz Baykal CHP’nin içinden kendisine gelen eleştiriler için “Ciddi olun. Türkiye’yi konuşuyoruz. İki hafta önceki açıklamalarıma herkes şaşırdı. Ben Türkiye’nin çıkarlarını düşündüm” dedi.

Baykal’ın son zamanlardaki yalpalamalarına, partilerdeki lider sorunu ve “iç demokrasi eksikliği”ne, ülke en zor dönemlerinden birinin içindeyken yapılan konuşmalara bakınca insan gerçekten de ciddiyetin tam zamanı diye düşünüyor. Artık galiba siyasetçiler halkın “hafızasını tümüyle kaybettiğini” sanıyor ve hemen her konuda olaylar açıkça saptırılıyor.

Değişim böyle olmaz

Baykal televizyonda kendi partisinin politikalarını adeta “bir rakip partinin milletvekili” havasında eleştirirken “Artık kritik bir sürece giriyoruz. CHP’de yönetilme sorunu var, köklü bir değişim olmalı” sözleriyle neredeyse “Kılıçdaroğlu geriye çekilmeli, ben gelmeliyim” anlamına gelecek bir konuşma yapmıştı.

Öyle ki Başbakan Davutoğlu “Baykal’a teşekkür etti”, bir başka TV programında da kendisine “Genel başkanlığa hazırlık mı yaptığı” soruldu.

Haberin Devamı

Deniz Baykal’ın böyle bir ümidi hala olabilir ama öncelikle; bu ümidin gerçekleşmesi CHP’ye söz ettiği “değişim”i kesinlikle getiremez. Buna rağmen genel başkanlık hayali devam ediyorsa, o zaman da bu açıklamaları CHP Kurultayı’ndan önce veya Kurultay sırasında yapmalıydı.“Ülkenin çıkarını düşünmek” bunu gerektirirdi.

İstifayı düşünmek!

Kılıçdaroğlu ise “Baykal’ın konuşmaları ve istifayı düşünüp düşünmediği” sorulduğunda, istifayı düşünmediği cevabını verdikten sonra şöyle dedi; “Bizim partimiz demokrasinin en güzel şekilde yaşandığı partidir. Elbette hayatımın sonuna kadar genel başkanlık yapacak değilim. Genç, dinamik başkan adayları çıkmalı, onların önü açılmalı, teşvik edilmelidir”.

İşte CHP ve MHP genel başkanlarının ortak sorunu bu sözlerde gizlidir.

Bırakın yerlerine başka birinin gelmesini, böyle bir ihtimali düşündürecek kişileri ya partiye yanaştırmıyor veya girmişse partiden ihraç ettiriyorlar.

Neden aday çıkmıyor?

CHP “demokrasinin en güzel yaşandığı parti” olsaydı, bugüne kadar yüzde 25 bandını aşamayan partide çoktan ve Kurultay’da kesinlikle Kılıçdaroğlu’nun karşısına yeni, dinamik genel başkan adayları çıkardı ama bu şartlarda çıkmaz. Son kurultayda aday olan Mustafa Balbay da aslında “demokratik bir ortam olsa genel başkanlığa adaylığını koymayı düşünen diğer isimler gibi” delegeler bazında ortamın tümüyle “Kılıçdaroğlu lehine hazırlanmış olduğunu” biliyordu.

Haberin Devamı

Ondan başka kimsenin şansı olmayacaktı.

7 Haziran seçiminde birçok ilde milletvekilleri “önseçim” yapılarak seçildiği ve parti tüzüğüne göre 1 Kasım seçiminde de aynı şekilde olması gerektiği halde, yönetmelik değişikliği yaptık denerek “önseçim yapılmadı.” Milletvekili adaylarına Genel Merkez yani Genel Başkan karar verdi.

Değişim dediğiniz şey, kurultaylara “Değişim Kurultayı” gibi isimler vererek olmaz, nerede demokratik seçim? CHP de, MHP de toplumun beklediği yönde değişimi sağlamak, parti içi demokrasiyi lafta değil, gerçekten uygulamak zorundalar.

DİĞER YENİ YAZILAR