Kısa süre önce Başbakan Binali Yıldırım’ın ev sahipliğinde, AKP Hükümetlerinde bakanlık yapmış kişilerin katıldığı ve referandum çalışmalarının değerlendirildiği yemekli bir toplantı yapıldı.
Bu toplantıda partinin kurucu üyesi ve eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek şunları söyledi:
“Anayasa değişikliği düzenlemesinin içeriğini de, zamanlamasını da, MHP’nin peşine takılmamızı da yanlış buluyorum… Önceliğimiz ülkenin gerçek sorunları olmalıydı, bununla zaman kaybediyoruz”.
Deneyimli ve Ak Parti içinde de uzun yıllar üst düzey görevler almış bir siyasetçi olarak görüşleri üzerinde durulmayı gerektiriyor.
Çiçek, Türkiye’nin iç ve dış politikada, ekonomide, terör sorununda önemli bir süreçte olduğunu, gündemdeki Anayasa değişikliğinin ise “acil ve öncelik gerektiren bir toplumsal veya siyasi ihtiyaçtan kaynaklanmadığını” görüyor.
Referandumla kaybedilen zaman ve emek için uyardığı gibi, sonucunda içeriğin de Türkiye’nin aleyhine olabileceği ihtimaline karşı uyarıyor.
İçerik tartışılmalı
Cemil Çiçek daha sonra bu toplantı hakkında kendisine sorulan soruları cevaplarken de şöyle dedi:
“1961 ve 1982 Anayasa değişiklikleri sıkıyönetim şartlarında gerçekleşti. Dolayısıyla referandum paketinin içeriği hakkında tartışma imkanı yoktu….
Türkiye’de bir ‘referandum kültürü’nün olduğunu söyleyemeyiz.
Bizde yapılan referandumlarda ‘içerik’ tartışılmaz. Vatandaş içeriğin ne olduğuna bakmaz, desteklediği partinin ve liderinin nerede konumlandığına bakar.”
16 Nisan’da yapılacak referandum biraz farklı.
Cumhuriyet’in kuruluşundan, hatta Osmanlı’dan gelen siyasi gelenek ve yapılarda büyük bir değişikliğe neden olacağı için özellikle eğitimli vatandaş kitleleri hangi partide olurlarsa olsunlar “liderlerden çok içeriğe” bakabilirler.
Bununla birlikte yapılan kampanyalar; örneğin seçmenlerle “terör örgütleri veya mezhepçilik” arasında bağlantı kurulması gibi söylemler, hatanın seçmenden çok kampanya yürüten partilerde olabileceğini gösteriyor.
Meşruiyet sorunu
Konuştuğum, ülkeler arası deneyime sahip Anayasa hukukçuları öncelikle devam etmekte olan OHAL şartlarında referandum için:
“1982 Anayasası OHAL’de yapıldı ve meşruiyeti hep eleştirildi. Şimdi aynısı 2017 Anayasa referandumunda yapılıyor…
Olağanüstü hallerde ‘temel hak ve özgürlükler sınırlı’ olduğu için seçim ve referandum yapılamaz. Venedik Komisyonu’nun da uyardığı gibi bu başlı başına bir meşruiyet sorunu yaratır” diyorlar.
Anayasa’nın amacının “devletin hukukla sınırlandırılması, iktidarları sınırlama mekanizması getirilmesi, tüm devlet gücünün tek elde toplanmaması, vatandaş ve devletle ilgili güvencelerin korunması” olduğunu anlatıyorlar.
Televizyonlarda “ABD’de Başkan’ın işlemlerinin denetimsiz olduğunu” söyleyen bazı milletvekilleri, demokratik hiçbir ülkede “denetimsiz iktidar gücü” olmadığını araştırmalıdır.
Hepimizin görevi halka “doğruları” anlatmak olmalı!