Çelişki, kaygı ve yargı!

Dün komutanların “darbe girişimi akşamıyla ilgili” ifadelerinin “Darbe girişimi olacağının Genelkurmay’a MİT tarafından saat 4’te verilmesi” arasında çelişkiler olduğunu yazmıştım.

Bu çelişkiler bir tarafta da deneyimli emekli askerlerin “Ordudaki Fethullahçılar biliniyordu. Komutanlar nasıl olur da bizim bildiklerimizi bilmez, uyarıları dinlemez ve bunları yaver olarak alırlar” gibi açıklamalarına dayanıyordu.

Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın ifadesi ortaya çıkmış.

Ünal “Olay gecesi 19.30’da Moda’da düğünde olduğunu ve o saate kadar herhangi bir olumsuzluk ya da olağanüstü durum hissetmediğini” söylüyor.

Halk bile haber aldı

saat 21.30’da eşinin telefonla aradığını(hemen hemen tüm komutanlar bu saatte yakınlarının aramasıyla fark etmişler) ve Genelkurmay’dan bir generalin gözaltına alındığını söylemiş.

Neredeyse tüm ifadeler “MİT’in önce faksla, sonra Fidan’ın Genelkurmay’a giderek yaptığı toplantıda verdiği haber”in ciddiye alınmadığı yönünde.

Öyle ki toplantıda bulunan Genelkurmay Başkanı ve 2’inci Başkan bile hiçbir tehlike yokmuş gibi odalarında oturup beklemişler. Halkın, kendilerinden önce haber alıp Boğaziçi Köprüsüne koştuğu, tankların yürüdüğü, jetlerin ilk andan uçmaya başladığı girişim nasıl bu kadar sakin karşılanabilir orası anlaşılmıyor.

Haberin Devamı

Herhalde zamanla ortaya çıkacaktır.

Ab’yle ilişkiler

Financial Times yazarı David Gardner iki gün önce köşe yazısında şunları yazdı:

“Türkiye’nin Avrupa ve Atlantik ittifakındaki ortaklarının Türkiye’nin gidişatından kaygı duyması için yeterli nedenler var. Hatta Batı’nın Avrupa ve Asya arasındaki bu merkezi ülkeyi kaybedip kaybetmeyeceği tartışılıyor… İslamcı iki taraf arasındaki güç mücadelesi öyle şiddetliydi ki yargı gibi bazı kurumlar çöktü.” Financial Times yazarına göre “60 bin kişiden fazla kişinin görevden uzaklaştırılması, Türkiye’nin AB’yle ilişkilerinin kesilmesini hızlandıracak”.

Daha önce AB “İdam cezası geri getirildiği takdirde Türkiye’nin AB müzakerelerinin biteceğini” açıkladığına ve biz inatla bunun olacağını tekrarladığımıza, OHAL sürecinde AİH Sözleşmesi de askıya alındığına göre Batı’ya sırtımızı mı döneceğiz o da belli değil.

Haberin Devamı

Yargı bağımsızlığı mı?

Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli ile yaptıkları toplantıdan sonra mutlu bir şekilde “Anayasa’da yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda yapılacak değişikliğe katkı vereceğiz” dedi.

Devletin eğitimden yargıya, ordudan polise tüm kurumlarının içine cemaatlerin on binlerce kişiyle yerleştikleri görüldükten ve acı sonucu yaşandıktan sonra insan hiç değilse bundan sonra kurumlar Meclis’teki tüm partilerin dikkatiyle ve liyakat esasına göre oluşturulsun istiyor.

Oysa Kılıçdaroğlu açıklama yapmadan önce HSYK Genel Kurulu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığında yapılan olağanüstü toplantıda Yargıtay’a 267, Danıştay’a 75 yeni üye seçti. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli “neye katkı vereceklerini” biliyorlar mı?

DİĞER YENİ YAZILAR