MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan için söylediği “Çankaya fanusuna çekilmeli” sözü günlerdir gündemden düşmüyor. Ekranlarda, köşelerde tartışması bitmedi.
Son olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül “Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlarını hatırlatan kişilerin ahlaki-vicdani sınırlara çekilmesi gerekir” sözü de olayı gereğinden fazla büyütüyor. Seçim öncesi Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda parti genel başkanı gibi mitingler düzenlemesi, diğer partileri sert şekilde eleştiren siyasi konuşmaları yalnızca muhalefet partilerinin değil, toplumkesimlerinin de itirazıyla karşılaşmıştı.
Seçimde alınan sonuç Mehmet Ali Şahin’in dediği gibi “milletin rot-balans ayarı istemesi” kadar basit görünmüyor, Ergenekon-Balyoz sürecindeki haksızlıklardan, yolsuzluk olaylarına, Anayasa’ya aykırı uygulamalardan, “başkanlık sistemi” baskısına kadar millet birçok şeye tepkisini göstermiştir.
Mesajı okumak…
O nedenle, hala aynı yolda yürümeyi tercih etme niyeti varsa “anayasal sınırlara çekilme” isteklerine karşı çıkmak yerine mesajları doğru okumak gerekir.
Bahçeli’nin fanus benzetmesinde ifade tarzı hatalı olsa da anlatmak istediğinin “bundan önce Çankaya’ya çıkmış olan diğer cumhurbaşkanlarının bağlı kaldığı görev sınırları” olduğu anlaşılmaktadır. Bunu farklı yorumlara çekmek kimseye yarar sağlamaz.
Koalisyon hükümetini kurma görevini alan Başbakan Davutoğlu Ramazan Bayramı’na kadar koalisyon görüşmelerinin ilk turunutamamlayıp Bayram’dan sonra ikinci tura başlayacağını açıkladı. Çok zaman kaybedildi, bu görüşmeler şimdiye kadar çoktan başlayabilir ve ikinci tura geçilebilirdi.
Mış gibi… yapmayın!
Koalisyon görüşmeleri başlarken MHP’nin de taleplerini biraz yumuşattığı görülüyor. Devlet Bahçeli belki “tüm koalisyon ihtimallerinden kaçma ve ana muhalefet olmak istedikleri” söylemlerinin tepki görmesinin de etkisiyle doğru bir adım attı ve “istikrarsızlık olmaması için fedakarlığa hazır olduklarını” bildirdi.
Daha önceki şartlarının vazgeçilmeyecek olan 4’ü hala duruyor ama bu şartlarda “uzlaşılması imkansız” bir madde yok gibi…
Aynı şekilde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Biz yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğünün korunması, yolsuzluklarla mücadele gibi doğru talepler için israr ediyoruz. Bunun nesine itiraz edilebilir” diyor.
Davutoğlu ve partisinin yönetim kademesi “kırmızı çizgiler uzlaşma kültürüne aykırı” diyerek diğer partilerin şartları için önceden“uzlaşılmaz” mesajı vermekten vazgeçmeli ve bu şartlar içinde yerine getirilmesi zaten gerekenlerde bir adım atmanın yolunuaramalıdır.
Kısacası “bir koalisyonun kurulmasını istiyor…Muş gibi yapmak”la gerçekten istemek ve uğraşmak arasındaki fark saklanamayacak ve millet hepsi için notunu verecektir.
AKP’nin çözüm sürecini birlikte yürüttüğü HDP ile “koalisyonu düşünmediğini” açıklaması da nedenini açıklamaları gereken bir noktadır!