Bugün yeni bir yıla gireceğimiz gün, hiç kimse ciddi konuları düşünmek istemez ama ülkemiz zor koşullar altında olduğu için biz ara verecek lükse sahip değiliz.
Bildiğiniz gibi 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini araştırmak için bir Meclis komisyonu kuruldu ve bu komisyon o geceye nasıl gelindiğini ve o gece neler olduğunu “ilgililere sorular sorarak” anlamaya çalışıyor.
Komisyona, Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, Eski Genelkurmay Başkanları İlker Başbuğ ve Hilmi Özkök gibi isimler sözlü açıklama yaptı fakat 15 Temmuz gecesinde “merak edilen 8 saatlik kayıp zamanı” en iyi bilen 2 kişi yapmadı.
Meclis Komisyonu Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a “yazılı” olarak 10 soru göndermiş. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e de “yazılı” gönderilecekmiş.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan için ise savcılık Başbakanlık’tan izin istemişti, sonuç ne oldu henüz belli değil.
Neden yazılı?
Bir araştırma ancak “bir sorunun cevabı diğer sorulara yol açtığında ve bunlar arka arkaya cevaplandığında” yapılmış sayılır.
Diyelim ki verdiği cevap tatmin edici değil, bir daha mı yazılı soru gönderilecek?
Mesela giden 10 sorudan 2’incisi “MİT’ten size ulaşan istihbarat bir darbe girişimi kuşkusu yönünde mi, yoksa MİT’e yapılacak bir operasyon muydu?”
Akar tek kelimeyle “ikincisiydi” yazsa Komisyon ne yapacak?
Bildiklerini unutacak mı?
O gün saat 15’te “Akıncı Üssü’nde ve Ankara Kara Havacılık Okulu’nda olağandışı hareketlilik olduğu, bunun bir darbe girişimi olabileceği” şeklindeki ihbarın MİT Müsteşarına yapıldığını ve bunun devamındaki gelişmeleri unutacak mı?
Eğer Hulusi Akar Komisyon’un sorularını sözlü cevaplıyor olsa bu noktada kendisine “o günlere ait medya haberleri gösterilerek, TV konuşmaları dinletilerek” gerekli hatırlatmalar yapılabilir.
Arkadan hemen Hakan Fidan dinlense ikisinin cevapları karşılaştırılabilir.
Örneğin Hakan Fidan’a Başbakan Yıldırım’ın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstihbarat zafiyeti vardı” sözleri sorularak; saat 16’da Genelkurmay’a gidip uzun süre orada kaldığı, haber verip vermediği, verdiyse neden istihbarat zafiyetinden söz edildiği öğrenilebilir.
Özel’e özel soru
Eski Hava Kuvvetleri Savcısı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok televizyonda “15 Temmuz darbe girişiminde yer alan generallerin yüzde 70’inin Necdet Özel Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde terfi ettirildiğini” söylemişti.
Necdet Özel, sanki özürle bunca kayıp geri gelebilirmiş gibi, 15 Temmuz’dan sonra “ordudaki Cemaat yapılanmasını engelleyemediği için” haktan özür diledi, “Sayın Cumhurbaşkanı ve ben özür diledik ama yetmez, herkesin dilemesi gerekir” dedi.
Belki Komisyon’un ona zincirleme birçok soru sorması gerekir, yazılı olarak bunu nasıl başaracak?
15 Temmuz’a kadarki süreç ve o gün olanların anlaşılması isteniyorsa, Komisyon’a “kimseye ayrıcalık tanımadan” çalışma fırsatı verilmelidir.
Sevgili okurlarım, 2017 yılının hepimiz için çok daha hayırlı, huzurlu, terörden ve şiddetten kurtulacağımız bir yıl olmasını diliyorum.