Bir zamanlar hafta sonları insanları üzmeyecek konuları seçer, biraz keyifli yazılar yazmaya çalışırdık. Bu imkan artık yok ne yazık ki! Doğu ve Güneydoğu kaynıyor, PKK saldırıları sonucu kayıplarımız sürüyor ve “Türkiye’nin, sınır ötesinde güvenli bölge olmasını istediği” bölgede ilçelerin IŞİD tarafından ele geçirildiği bildiriliyor.
Şehit ailelerinin acısını medyada görmek dayanılır gibi değil. Yoksul veya alt gelir sınıfından olan şehitlerin çoğu 20-23 yaşlarında…
Diyarbakır Lice’de PKK saldırısında Perşembe günü şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Ökkeş Korkmaz da henüz 23 yaşındaydı. Cenazesini memleketi Kahramanmaraş havaalanında karşılayan babası koşup tabuta sarılmış ve bayılmış.
15 gün içinde bu ilimizin verdiği 4’üncü şehit Ökkeş’in cenazesini daha sonra baba evine götürüp “helallik” alınmış. Öncelikle hayatını vatanı için feda etmiş “şehitlerin cennete gideceği”ne inandığımız halde onlar için helallik istemeye son verilmesi gerekiyor.
Şehitlerimize aklını ihtiraslar uğruna kaybetmemiş her vatandaşın hakkı helaldir.
Bu oyun değil!
Demirtaş “Silah bırakılsın, demokraside silahın yeri yoktur” sözlerini kime söylüyor, bize mi, PKK’ya mı? PKK asker, polis, karakol demeden saldırıya devam ederken, PKK kim bilir hangi yöntemlerle Yüksekova’da “sokağa çıkma yasağı”ndan sonra binlerce kişiyi tencere-tava sokağa döküyor.
Bu yasağın uygulandığı diğer ilçelerde de geceleri hendekler kazılıyor, patlayıcılar yerleştiriliyor, saldırılar düzenleniyor. Silvan’da “saldırı için bekletilen 600 kilo patlayıcı” bulunması, 12 ilçede “kanton provası” yapıldığı haberleriyle Demirtaş’ın barışçıl, demokratik söylemleri arasında ilişki kurulabilir mi? Kandil liderinin medyadan PKK’ya “vatan hizmeti yapan güvenlik güçlerine karakol saldırısı yapmayın” dediği yayınlanırken PKK’nın karakol ve askerlere saldırılar yapması anlaşılabilir mi?
Öcalan’ın “HDP’ye de, PKK’ya da ‘çözüm sürecine zarar verdikleri için’ kızdığı” haberine inanılabilir mi? Kendilerine göre, dünyayı inandıracak “akıllıca” bir oyun yürüttüklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Bu oyun değil ve millet olup biteni anlamaktadır.
Silah bırakma
Demirtaş “Silahlar karşılıklı olarak amasız bırakılmalı” diyor, 600 kiloluk patlayıcılarla eylem planlayan, sokağa çıkma yasağına rağmen eylemlerine devam eden terör örgütü için “PKK silah bırakmalı” demiyor. Eğer bu isteğinde samimiyse “Seçim startını Avusturya’dan verdiğini” söylemek yerine bu konuda bir çaba göstermesi gerekmez miydi? Türkiye’de bu dehşet yaşanır, aileler hayatını kurtarmak için çoluk çocuk kaçışırken Avusturya Cumhurbaşkanı’yla ne görüşüyor ve neyin startını veriyor?
Örgüt silah bırakmadan başlatılan ve yürütülen “çözüm süreci”, ülke bu haldeyken “seçimin tekrarlanması” kararı yanlıştı…
Demirtaş ve HDP’nin samimiyetsiz politikaları en az bunlar kadar yanlıştır.
Bu ortam sürerken Demirtaş artık demokrasi ve barış söylemlerine inandıramayacağını görmelidir.