Öncelikle mübarek Kurban Bayramı’nızı kutluyor, ülkemize, milletimize hayırlı, mutlu, güvenli nice bayramlar diliyorum.
Her bayramda eski bayramlar aklımıza gelir, bu sene benim aklımdan çocukluğumun, gençliğimin bayramlarında “daha sakin, şiddet olaylarından, söylemlerinden uzak, daha huzurlu yaşadığımız” düşüncesi gitmiyor.
O günler de toz pembe değildi, darbeler, muhtıralar, çekişmeler, çalkantılı süreçler yaşandı ama genele baktığımızda bugünkü kadar gergin, güvensiz ve huzursuz bir ülke değildik.
İyi haberler
Bu hüzünlü duygular arasında Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın verdiği “Meme kanseri ilacı Türkiye’de üretilecek” haberi gibi güzel haberlere rastlamak moralleri düzeltti.
Birkaç aydır “Tamoksifen” isimli ve hastalar için hayati önem taşıyan ilaç bulunamıyor, şikayetlerin, Sağlık Bakanlığı’na çağrıların arkası kesilmiyordu.
Bakan Demircan’ın “şu an için sorunu Amerika’dan çözdüklerini, Ocak ayından itibaren de Türkiye’de üretimine başlayacaklarını” bildirmesi olumlu bir gelişme.
Çevre Bakanlığı’nın “sokaklarda kurban kesilmesini yasaklayan, sadece ‘çalışma izni olan kesimhanelerde, kasaplık belgesi olanlar tarafından’ kesilebileceğini bildiren, kesmeyenlere verilecek para cezasını arttıran, karara uygun olarak kesmeyenlerin ‘Alo 181’ hattına bildirilmesini hatırlatan” açıklaması bir başka güzel haberdi.
Diyanet’in de; bir hayvanın kurban olabilmesi için “kurban yaşına girmiş olması” gerektiğini, “bundan küçük olanlarının kesilmemesini, isteyenlerin kurban kesmek yerine yoksullara bağış yapabileceğini” hatırlatması gerekiyor.
Devlete güvenmek
Diğer konulara gelince… “Devlete güven duyma” açısından baktığımızda, yargısından, ordusuna, polisinden Meclis’ine kadar birçok konuda sorun var. Henüz “başkanlık sistemi”ne tam geçiş bile başlamamış olmasına rağmen parlamento devre dışında, Meclis’te alınması gereken tüm kararlar Cumhurbaşkanı KHK’ları ile alınıyor.
Yargı, tek parti ve tek lider tarafından atanan HSK ile ne yazık ki güven sarsacak bir düzenleme içinde. Orduda, Emniyet’te, yargıda hala FETÖ temizlenmiş değil.
Şiddet olayları had safhaya çıkmış vaziyette. Ne kadar uğraşsak da “her şey düzelecek, bunlar geçecek” demek zor görünüyor.
Kaldı ki, konuştuğunuz ilk vatandaş size aynı duyguları hemen aktarmaya başlıyor.
AB, Merkel, ekonomi
Almanya Başbakanı Merkel, daha önce de açıkladığı gibi “Almanya’nın, Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği genişletilmesini veto ettiğini” AB Komisyonu Başkanı’na iletti.
AB Komisyonu Merkel ile aynı fikirde olmasa da üye devletlere bu konuda görüşlerini sormuştu ve Almanya AB içinde en güçlü devletlerden biri.
Gümrük Birliği için verilecek olumsuz bir karar, ticaretinin yarısına yakınını AB ile yapan Türkiye’nin ekonomisi için ciddi sorun yaratacak.
Bu tür gelişmeler, dış politikanın duygusallıkla, öfkeyle, ani kararlarla yürütülmesinin ülke adına sakıncalarını bize bir kez daha gösteriyor.
Gelecek bayramlarda güzel haberlerin çoğalacağını ümit etmekten vazgeçmeyelim.