Başkanlık ve referandum!

Haberin Devamı

Bitmeyen terör, savaş tehlikesi, diğer şiddet olayları derken Türkiye’nin iki önemli konusuna; başkanlık-parlamenter rejim tartışması ve muhalefet partilerinin durumuna değinme fırsatı bulamadık.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Erken seçim olmayacağını” Cuma günü kesin bir dille ifade etti, yeni anayasa ve başkanlık için ise “Ya 2 ayrı referandum veya ‘başkanlık sistemini de içeren’ tek referandum yapılabilir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Şili seyahatinde Şubat başında yaptığı ve yeni anayasa çalışmalarını değerlendirdiği konuşmada şunları söylemişti:
ön çalışmaları yaptıktan sonra referandum noktasında Parlamentodan geçtikten sonra 81 vilayette arama konferansı yapılır, böylece halkın kanaatlerini de alırız, 330’u sağladıktan sonra da bunu referanduma sunarız(…) Halkın üzerinde en fazla yoğunlaştığı konu yeni anayasa ve bunun içinde başkanlık sistemi. Şu anda destek yüzde 55-60 aralığında, halk bilinçlendikçe bu oran çok daha yukarı çıkacaktır.”
Bilinçlenme nasıl?
Cumhurbaşkanı “referanduma gidileceğini ve ön çalışmaları iktidar partisinin yapacağını” henüz Meclis Anayasa Komisyonu dağılmadan önce söylemiş. Bu konuşmada “referandumun kabulü için gerekli 330 milletvekilini sağlamak”, “halk bilinçlendikçe başkanlığa desteğin artacağı”, “halkın en fazla yoğunlaştığı konunun bu olduğu” gibi noktalar dikkat çekiyor. Bu 330 milletvekiline ulaşıldığını düşünsek bile acaba halk son derece teknik, ancak siyaset bilimci ve anayasa hukukçularının bileceği detaylar hakkında nasıl bilinçlendirilecek?
Destek oranı yüzde 60’lara çıkmışsa, “tam bilinçlenmediği halde” halkın büyük kısmı başkanlık sisteminin Türkiye için parlamenter sistemden daha uygun olacağını kavramış mıdır?
İstikrar ve feshetme
Türkiye’de “ne tip bir başkanlık sistemi” düşünüldüğü tam olarak hiç konuşulmadı. “Türk tipi başkanlık” ile nelerin kast edildiği, “başkanın yetkilerini denetleyecek mekanizmanın ne olacağı” hala anlaşılmadı.
ABD’de ve başkanlık sistemi olan diğer ülkelerdeki gibi “2 meclis” olmayacak. “Tek meclisin denetleyeceği” söyleniyor, bu tek meclisin çoğunluğunun da tek partide olması sorun yaratmayacak mı?
TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek “Başkanlık sisteminin istikrar sebebiyle gündeme geldiğini” söylediği TV konuşmasında “ABD’de parlamento başkanı düşüremez ama başkan da parlamentoyu feshedemez” demişti.
Bugünkü tabloda nasıl bir istikrarsızlık ortaya çıktı ki Sayın Çiçek buna dikkat çekti?
Türk tipi başkanlıkta ABD’de olmayan “başkanın parlamentoyu feshetme yetkisi” de olacağı söylendiğine göre bu nasıl sonuçlar doğurabilir?
Cemil Çiçek “Burası kafama yatmıyor diyebiliriz ama toptan karşı çıkmayalım” demişti. Onun siyaset deneyimine uyarak “kafamıza yatmayan” tüm noktaların tartışılıp konuşulması doğrudur. Demokrasi de “milli iradenin, ‘kendi geleceği hakkında’ bilerek, anlayarak oy kullanmasını” gerektirir.
Parlamenter sistem halkın oylarıyla kaldırılıp bir başka sistem gelecekse bunun detayları öğrenilmelidir. Muhalefet partileri konusunu da haftaya tartışalım.

DİĞER YENİ YAZILAR