MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ne kadar eleştirilse de yaptığı hataları sonuna kadar tekrarlamaya kararlı görünüyor.
En kolay ve en ısrarlı olduğu yanlış “istediği kişiye FETÖ etiketi yapıştırabileceğini” sanması.
Bugüne kadar önce MHP içindeyken kurultay isteyen genel başkan adaylarını FETÖ’cü ilan etti. Bu adayların büyük bir kısmı ayrılıp yeni parti kurdular, aklına geldikçe yine devam etti.
Siyasi etiğe ve hukuka aykırı olduğu defalarca yazıldı, çizildi, “liderleri, cumhurbaşkanı adaylarını keyfi şekilde suçlayamayacağı” söylendi ama bunlar Bahçeli’ye tesir etmiyor.
Ak Parti-MHP Cumhur İttifakı kurulduktan sonra Bahçeli diğer partilere de “ittifak yapacaklarsa resmi yapsınlar” gibi çağrılarda bulunmuştu.
CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi ve Demokrat Parti “Millet İttifakı”nı kurdular, Bahçeli yine memnun değil.
Hukuk devletinde…
Yüksek Seçim Kurulu “seçime katılma şartlarını sağlamış” bir parti için vereceği kararı geciktirince CHP’den 15 milletvekili bu partiye geçerek olumsuz çıkabilecek bir kararın önünü kesmişlerdi.
Devlet Bahçeli bu duruma tepki gösterdi. Dün de sosyal medya hesabından “cumhurbaşkanı adaylığı için imza toplayan partilere” öfkeli ifadelerle yüklendi.
CHP’nin hışımla, hınçla hem vekillerini, hem de imzalarını kullanıma açtığını, bilye dağıttığını söyledi.
Bunların arkasından “HDP imza toplamaya gerek duymadı çünkü TBMM’de grubu var.
Diğerleri ise CHP ve FETÖ’nün çağrı ve çabalarıyla imzalarına kavuştu.
Yani 100 bin imzayı toplayan adayım diye sahneye çıktı. Millet İttifakı’ymış, bunlardan çıksa çıksa ihtilaf ve ihanet çıkar” dedi.
100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olunuyor, kural bu!
Seçim vaatlerinde demokrasinin, siyasetin, ekonominin düzeleceğini her parti söylüyor ya, önce söylemlerden işe başlamak lazım. Demokratik bir hukuk devletinde siyasetçiler de hukuka, siyasi etiğe riayet etmek zorundadır.
Devlet Bahçeli’nin hukuka ve topluma “FETÖ’nün çağrı ve çabaları” ile “ihtilaf ve ihanet” sözlerini açıklama borcu vardır.
Genel af
MHP Genel Başkanı Bahçeli, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı olan Selahattin Demirtaş’ın hapisten çıkarılması için yapılan çalışmalara da tepki göstermiş.
Bu noktada tepki belirtebilir ancak “eğer o affedilecekse kader kurbanı olan diğer mağdurlarla ilgili de lehlerinde bir düzenleme yapılmasını” istiyor.
Bahçeli’nin sözleri yakında bir genel affın çıkarılacağının işareti midir bilmiyoruz.
Bilinen şu ki Demirtaş, meşru bir parti olarak Meclis’e girmiş ve seçime katılmak için devlet hazinesinden yardım alan HDP’nin genel başkanlığını yapmış bir siyasetçi.
Şimdi de o parti tarafından “Cumhurbaşkanı adayı” gösterildi.
Onun hapisten çıkması talebini (en azından mağduriyet altında bir adaylık olmaması için) diğer mahkumlarla karşılaştırmak doğru olmaz.
HDP ve Demirtaş’la ilgili hukuki çelişki düşünülmeli ve çözülmelidir.