Önce “Suriye iç savaşına müdahale etmeyelim, başımız derde girer” uyarıları yapmıştık, dikkate alınmadı.
Aynı uyarıları bir ABD’li tarihçinin de yaptığını, kendisi de Amerikalı olmasına rağmen “ABD, Türkiye’yi bu savaşa itiyor, inanmayın” dediğini birkaç kez yazdığımı hatırlıyorum. Eğer o uyarılara kulak kabartılsaydı Türkiye’nin Suriye sınırı PYD-PKK’nın eline geçmeyecek ve biz daha da fazla ilerlemelerini önlemek için El Bab’a kadar inmek zorunda kalmayacaktık.
Şimdi de “Suriye’den çekilmeliyiz” uyarısı gerekiyor.
IŞİD’in Suriye iç savaşıyla birlikte aniden Suriye’de dünyanın kanını donduracak eylemler yapmaya başlaması da, Kobani’de “IŞİD Kürtlere saldırıyor” bahanesiyle özerk kantonları o noktadan başlatmaları da hep önceden hazırlanmış planın parçalarıydı.
Ne yanlışlığı?
Başbakan Binali Yıldırım yılbaşı gecesi Gaziantep’te bir birliği ziyaret ettiğinde, oradaki askerlerin annelerine “Çocuklarınız bize emanet” demişti.
Orada masasında birlikte fotoğrafı çıkan askerlerden ikisi şehit oldu.
Esad güçlerinin “El Bab’a yaklaştığı ve bazı noktaları ele geçirdiği” duyulur duyulmaz “PYD’nin de yakınlarında beklemede olduğunu ve TSK için şimdi tehlikenin daha da büyüdüğünü” belirtmiştim.
Çünkü görünüşte hepsi “IŞİD’le savaşıyor” gibi olsalar da TSK gerçekte “Esad, PYD-PKK, Rusya ve ABD” ile de karşı karşıya…
Nitekim biz Perşembe günü “El Bab’da IŞİD (DAEŞ) saldırılarında 5 askerimizin şehit olduğuna, 15’inin yaralandığına” üzülürken aynı gün “Esad ordusuna hava desteği veren Rus uçaklarının El Bab’da birliğimizi bombaladığı ve 3 askerimizi şehit ettiği” haberini aldık.
Rusya “yanlışlıkla vurduk” dese de TSK “Uçakla vurulan birliğimizin 10 gündür aynı noktada olduğunu” açıklıyor, bunun mazeret götürür yanı yok ama maalesef yapacak bir şey de yok.
Olay aynen 2 Ekim 1992’de NATO tatbikatında “ABD’nin Saratoga uçak gemisi tarafından kasten vurulan Türk gemisi Muavenet” olayını hatırlatıyor.
PKK’nın yanındalar
El Bab’da 5 şehit verdiğimiz gün Rusya Dışişleri “PKK ve YPG terör örgütü değil” dedi. ABD’nin CIA Başkanı ilk yurtdışı ziyaretini Ankara’ya yapacak dendiği gün ABD eski Ankara Büyükelçisi Jeffrey “Rakka operasyonu Türkiye ile birlikte yapılmalıdır ancak YPG’nin öncülüğündeki SDG’ye de ağır silahlar verilmelidir” dedi.
Yani… ABD ve Rusya’nın PYD-PKK’yı desteklediği daha açık şekilde anlatılamaz.
Oysa biz hala ne yapıyoruz, bizi övgülerle şaşırtan ABD’ye “FETÖ VE PKK-PYD’ye destek vermeyin” diyoruz.
Türkiye artık Suriye’den gelen şehit cenazelerini durdurmalı, Menbiç’e ilerlemekten ve Rakka operasyonunda yer almaktan vazgeçmeli, El Bab’dan da çekilmelidir.
Karşımızdaki devletlerin gizli iş birliği, Rusya’nın açıkladığı “Suriye Kürdistanı Anayasası” bu savaşın nereye varacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da kısa süre önce “El Bab’dan derine gitmemek gerektiğini” söylemişti..
Referandum sürecinde ülkede yeterince karmaşa varken hiç değilse bir Suriye savaşı da yaşamayalım!