Büyük önder Atatürk’ün 77’nci ölüm yıldönümünde onu derin bir sevgi ve minnet duygusuyla anıyoruz.
Atatürk bir kurtarıcı ve kurucudur.
Çağdaşları olan diktatörler tarihin çöplüğünde kendilerine ayrılmış yerleri alırken Atatürk bugün hala ülke içinde ve dışında yetmişyedi yıl önceki coşkulu sevgiyle ve takdirle hatırlanmaktadır.
On yılda yaptıkları ile rotasını çağdaş uygarlık seviyesine çevirmiş ve istediklerini, doğru bildiklerini peşine inanç ve güvenle takılmış halkla birlikte yapmıştır.
Atatürk halkının yalnızca şükranını değil aynı zamanda yüzyıllar boyunca bağlılığını da fazlasıyla hak etti.
Türkiye’nin evrensel zeminde en değerli sermayesi Atatürk’tür.
Dünyanın en yaygın ve etkileyici savaşını, elinde kalan bir avuç toprağa aslanlar gibi sarılan Mehmet’lerle vermiştir.
1981’de Atatürk’ün yüzüncü doğum yılı nedeniyle UNESCO’nun verdiği; o yılın dünyada “Atatürk yılı” olarak kutlanması kararı Atatürk’e layik olduğu saygı ve övgüyü bir kez daha sunmuştur.
Birleşmiş Milletler ailesi böylece büyük komutanın ve Türkiye devletini kuran kahraman devrimcinininsanoğluna kazandırdığı onura bir karşılık vermiş oldu, Atatürk’ün yüzüncü doğum yıldönümü şenlikleri böylelikle uluslar arası katılıma sahip hale geldi.
Atatürk’ün olağanüstü bir devrimci olduğu göz önünde tutularak özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı açılan savaşların ilk lideri olduğu inancı, genel kurulda ezici bir karar çoğunluğu sağlamıştı.
Ata’ya ihanet olmaz
“Hocaların Hocası” olarak anılan Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu özetle şu değerlendirmeyi yaptı. “Eğer Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda tarihsel fırsatları iyi kullanmasaydı bugünkü bağımsız Türkiye Cumhuriyetiolmazdı yer yüzünde. Bunu görmemek için ya bilinçsizlik içinde ya da vatanına ve onun çocuklarına beslenen korkunç kin ve düşmanlığın oluşturduğu ahlaki bir körlük içinde bulunmak gerekir.”
Türkiye’nin en zor dönemlerinden birini yaşadığımız şu günlerde Atatürk’ün bize kazandırdıklarını hatırlamak hepimiz için bir görevdir!