ABD Başkanı Barack Obama kendi ülkesini, kendi vatandaşlarını ilgilendiren bir açıklama yaparken ağlamış.
Oldukça duygusal bir görüntüydü ama acaba aynı Obama başka ülkeler ve onların vatandaşları için de bu kadar duyarlı mı?
Obama’nın gözyaşlarını gördüğümüz konuşma “ABD’de silahlı şiddeti önlemek için silah satışlarını ve kullanım hakkını kısıtlama” ile ilgili…
Böylece ABD’de insan hayatı daha sıkı şekilde korunmuş olacak. Oysa örneğin; Suriye’deki savaştan kaçan ve Türkiye’den Yunanistan yoluyla Avrupa’ya geçmek isteyen mülteci ailelerin çoluk çocuk yüzlercesinin boğularak ölmesi hakkında konuşmuyor.
Balinalar kıyıya vurduğunda bile insanlar acı çekerken, kıyıya vuran küçücük çocuk bedenleri ABD ve AB ülkelerini üzmüyor.
Ortadoğu oyunları
Ortadoğu’da “4 parçalı Kürdistan” kurulsun diye kıyılan masum canlar Obama’nın gözlerini yaşartmıyor.
Rusya ile Esad’ın “Türk sınırına yakın noktaları ele geçirmek için” yaptığı ortak operasyonlarla köyleri bombalanan, canlarını yitiren, yerinden yurdundan sürülen Türkmenler de öyle…
Türkiye’nin Suriye sınırının büyük kısmını ele geçirmiş olan PYD ve diğer Kürt örgütlerini ise neredeyse kendi vatandaşları gibi koruyor, her şekilde destekliyor. Bunu yaparken enteresan şekilde Rusya ve Esad ile “müttefik gibi” hareket ediyor. Sonra dönüyor ve IŞİD’le ilgili bir açıklama yaparak, Türkiye’nin aleyhine olan bütün bu faaliyetinin IŞİD’le ilgili olduğu imajı yaratıyor.
Türk sınırındalar!
Bunlar olurken ABD Kongre üyeleri için hazırlanan raporda “Dış ve iç politikadaki son gelişmelerle Türkiye’nin bölge politikalarını şekillendirme potansiyelinin azaldığı”na dikkat çekilmiş.
Aynı sırada Rusya’nın ünlü bir dış politika yazarı “Rus destekli güçlerin Türk sınırına yaklaşmaya devam edeceği”nin görüldüğünü vurguladı.(Cumhuriyet’in röportajı)
Ortadoğu’da ABD, Rusya, Suriye rejimi, Barzani ve İsrail’in içinde olduğu bir proje yürütülüyor ve bu “Türkiye açısından hiç iç açıcı” bir proje değil.
En büyük göç
AB’nin “mültecileri Türkiye’ye hapsetmek ve Batı’ya geçişlerini önlemek” karşılığında Türkiye’ye verdiği sözler ile ABD’nin Türkiye ile ilgili politikası arasında benzerlik var, ikisi de tuzak gibi.
Uluslararası Göç Örgütü “2015’te 1 milyondan fazla mültecinin illegal yollardan Avrupa’ya ulaştığını, bunun ise kıtanın 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşadığı en büyük göç dalgası olduğunu” açıkladı.
Düşünün, koca Avrupa kıtasına bir yılda 1 milyon göçmen bu paniği yaratıyor.
Türkiye bir kıta değil, ülke ama bir-iki yılda 2.5 milyon Suriyeli’yi aldı. Bu göçmenlerin yaşadığı bot facialarının büyük sorumluluğunun yanında bitmeyecek maddi-manevi sorumluluklar altına girdi.
Onlarca yıldır Türkiye’de görülmeyen birçok hastalığın tekrar ortaya çıktığını doktorlar açıkladı, sadece bu konular bile çok titiz bir önlemler paketi gerektirir.
Batı’nın, “sadece kendini ve kendi geleceğini düşünen” planlarını yutmadığımızı onlara bildirmek zorundayız. Saf yerine konmak bize yakışmıyor!