Yazıma başlamadan önce mübarek Ramazan Bayramı’nızı en iyi dileklerimle kutluyorum. İnşallah nice bayramları daha huzurlu, daha güvenli ve sakin, gönül rahatlığıyla kutlarız.
Daha güvenli ve huzurlu günlerin gelmesi için “Kısmete hizmet gerek” sözünü unutmamak gerekiyor.
Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere “yanlış yapılan her şeyin düzeltilmesi, kılıf bulmak yerine çözüm üretmek” için herkes üzerine düşen görevi hakkıyla yapmalıdır.
Örneğin Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “Adalete ben kefilim, adalete güvenebiliriz” sözüne bakalım.
12 Eylül döneminden Ergenekon Davası’na kadar “haksız suçlamalarla yıllarca tutukluluk yaşamış” olan Doğu Perinçek’in bugün “adalete kefil” olması tartışılacak bir konudur.
İnsan duyunca “Acaba adaleti nasıl tarif ediyor” diye düşünmeden edemiyor.
‘Bizden korkarlar’
Kendisini “Ermeni soykırımı iddiası yalandır” diyerek davalı olduğu İsviçre’ye karşı AİHM’de kazandığı davada milletçe takdir etmiştik. Ancak…
Perinçek unutmamalı ki eğer AİHM’de de adalet “siyasi etkiler altında kalsaydı” bu davayı kazanamazdı.
Mesela 2016’da bir röportajda ona şöyle bir soru sorulmuş; “MİT TIR’ları konusunu siz Cumhuriyet gazetesinden, Can Dündar ve Erdem Gül’den çok önce yayınladınız, neden size bir şey yapılmadı?”
Doğu Perinçek’in cevabı şöyle başlıyor; “Hükümet yargı organı… Şimdi bizden korkuyor. Üzerimize gelen onun altında kalır. Vatan Partisine bulaşan belasını bulur”.
Gazetecilerin önemli bir konu hakkında haber yaptığı için “devlet sırrını açığa verdi” gibi nedenlerle tutuklanması veya örneğin “Sözcü” gibi terörle ilgisi olmayan bir gazetenin terörle ilişkilendirilmesi 21’inci yüzyılda, hiçbir medeni ülkede görülebilecek bir durum değildir.
Yargı bağımsız ise…
Burada değinmek istediğim nokta farklı, Perinçek’in “Şimdi bizden korkuyor” sözü…
Bugün “Adalete kefilim” sözünü sadece “yargının FETÖ’cülerden temizlenmiş olması”na bağlıyor.
Gerçi Mayıs 2017’de bile hala “FETÖ’den tutuklanan hakim ve savcılar” haberleri çıktı, devlet kurumlarından FETÖ’cülerin tamamen temizlenmemiş olduğunu Hükümet üyeleri de söyledi.
Buna rağmen diyelim ki Perinçek’in dediği doğrudur, adalet sadece bu mu?
Örneğin, yargının-hakimlerin bağımsız olduğu bir ülkede “Bizden korkuyorlar, onun için bulaşamazlar” sözünü kim söyleyebilir?
Zehirlenme ve saldırı
Katar’a kadar gıda yardımı gönderirken Manisa’da 1000’den fazla askerin 4 ayrı olayda gıda zehirlenmesiyle hastanelik olması, çocuklara-kadınlara cinsel saldırıda bulunanların, şort giyen genç kıza saldıranların serbest bırakılması, zeytinliklere sanayi tesisi kurulmasından vazgeçilmediğinin Bakan tarafından açıklanması “adalete kefil olma”nın zorluğunu gösteren sadece birkaç olay…
Perinçek’in “Büyük olaylarda bazı kişiler de mağdur olabilir, haksızlığa uğrayabilir” sözü ise demokrasiyle asla yan yana gelmeyecek bir sözdür. Hukuk devleti, adalet “tek kişinin bile haksızlığa uğraması önleniyorsa” var demektir!