Pazartesi akşamı TV’de ANAR Araştırma Şirketi sahibi Faruk Acar’ın da katıldığı ve “Adalet Yürüyüşü”nün enine boyuna tartışıldığı bir program izledim..
Programda Faruk Acar “Toplumun son yıllarda yaşanan badireler dolayısıyla medyaya, araştırmacıya, hukukçuya, siyasetçiye ve adalete güvenmediğini… Toplumda genel olarak herkese ve neredeyse her kuruma karşı bir güvensizlik probleminin ve toplumsal yorgunluğun ortaya çıktığını” söyledi.
Gerçekten doğru bir gözlem bu.
Aslında “güvensizlik” ve mutsuzluk öyle bir boyuta geldi ki bulunduğu kenti değiştirip sakin sahil kasabalarına ve hatta başka ülkelere taşınan vatandaşların sayısının en yüksek olduğu dönemlerden birinin içindeyiz.
Bu durumun değişmesinin de tek bir yolu var, öncelikle “adalet ve kurumlara güven” duygusunun geri gelmesi... Bu nasıl sağlanacak?
Talepler incelenmeli
Adalet Yürüyüşü sonunda CHP’nin manifesto niteliğinde bir “talepler listesi” açıklayacağı söylendi.
Bu listenin yeni bir çekişmeye veya terörist suçlamalarına sebep olmak yerine iktidar partisi tarafından incelenmesi, şikayet konusu olan karanlık noktaların aydınlatılması toplum huzuru ve geleceğimiz açısından önem taşıyor.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yürüyüşü Milletvekili Enis Berberoğlu’nun “MİT TIR’larıyla ilgili belgeyi Can Dündar’a vermesi” nedeniyle tutuklanıp 25 yıl hapis cezasıyla yargılanması üzerine başlatmıştı.
Şimdi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yeni şüphelilerin tespitiyle “MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin” yeni bir iddianame hazırlamış.
Aralarında rütbeli askerler ve 1 MİT mensubu da olan 55 yeni şüpheli var.
MİT TIR’larını durduran Jandarma görevlilerinin “11 sivil imamı” olduğu, bunlar arasında 2 bakanlığın görevlileri, RTÜK uzmanı, öğretim üyesi olduğu açıklandı.
Çok soru var!
Bir “gizli tanık”, talimatın Kara K. Komutanlığı imamı olan kişi tarafından Fethullah Gülen’den alındığını söylemiş.
Olay yerine giden imamların ertesi gün ABD Büyükelçiliği ile telefon konuşması yaptığı da ortaya çıkmış.
Bunları duyunca yine akla “Bu kadar FETÖ imamı, elemanı bu kurumlara nasıl girdi?” sorusu geliyor.
MİT TIR’larında “açıklandığı gibi Türkmenlere yardım gidiyorsa” FETÖ veya ABD bu olaya neden girmiş olabilir, yardım değilse TIR’lar neden bu kadar önemli oldu sorusu çıkıyor.
Dört bakanın istifa ettiği, Yüce Divan için Meclis Komisyonu kurulduğu 17 Aralık operasyonu da FETÖ’nün eylemidir ancak böyle olması olayı tümüyle aklamaya, yok saymaya yeter mi?
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile ilgili tüm soru işaretleri giderilmiş midir?
Adalet ve yargı bağımsızlığı konusunda toplumda ortaya çıkan tepkilerin önemli bir nedeni de “olayların aydınlatılmaması, soru işaretlerinin kalması”dır.
Örneğin Hüseyin Gülerce gibi yıllarca Gülen’in en yakın adamı olarak çalışmış biri “tanık” olurken, ilişkisi olmayan hatta ilk günden ona karşı çıkmış gazetecilerin “sanık” olmasıdır.
Güvenin yeniden tesis edilmesi için detaylar bile aydınlatılmalı, yargı bağımsız ve adil çalışmalıdır.