ABD’nin kırmızı çizgisi!

Suriye’nin İdlib kentine yapılan kimyasal saldırı, 30’u çocuk 86 kişinin korkunç şekilde öldürülmesi ABD Başkanı Trump’ın Suriye yönetimine açık bir savaş başlatmasına neden oldu.

Dün sabah Akdeniz’de bulunan ABD savaş gemilerinden 59 Toma Hawk füzesi İdlib’deki hava saldırısının yapıldığı Şayrat Hava Üssü’nü vurdu.

Trump bir gün önce Beyaz Saray’da Ürdün Kralı Abdullah ile birlikte yaptığı basın toplantısında bunun işaretini vermiş “Kırmızı çizgi çoktan aşıldı. Suriye’de kimyasal saldırıya karşı harekete geçme sorumluluğum var” demişti.

Bu konuşmanın arkasından Rusya Devlet Başkanı Putin “Bunun Esad’a temelsiz bir suçlama olduğunu, tarafsız bir uluslararası soruşturma olana kadar böyle bir suçlamanın yapılamayacağını” söylerken Suriye “Kimyasal silah kullanmadık, kullanmayacağız” açıklaması yaptı.

Rusya ve Suriye’nin itirazları ABD’yi hiç etkilememiş olmalı ki füzeli saldırılar dün başlatıldı.

Cezasız kalamaz!

İdlib’e yapılan kimyasal saldırıda, kucağında “hayatını kaybetmiş ikiz bebeklerini taşıyan, sonra onları elleriyle gömen genç babanın yürek kanatan, dayanılmaz görüntüleri” sanırım bu savaşın simgesi olacaktır.

Haberin Devamı

Fransa Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi “Esad’ın işlediği suçlar cezasız kalamaz”, kalmamalıdır. Ancak…

Suriye ve Irak’ta insanlar yıllardır buna benzer çok felaketler yaşadı.

Suriye iç savaşı başlayıp IŞİD ortaya çıktığında, binlerce insanı bir günde kestiğinde, Türkmenler, Araplar saldırı ve işkencelerle göçe zorlandığında ABD ve diğer ülkeler uzun süre öylece izlediler.

Obama ile Trump’ın politikalarının farklı olacağı düşünülse de ABD gibi ülkelerin politikalarında “süreklilik” esastır, planlar projeler çok önceden hazırlanır. (Hatırlayalım; Condolezza Rice’ın 7Ağustos 2003’teki “Ortadoğu’da 22 ülkenin haritaları değişecek” sözü.)

Obama döneminde de, Trump geldikten sonra da PYD’ye destek vermek üzere ABD, koalisyon güçleri, Rusya ve Suriye rejim güçlerinin “aynı saflarda” veya “aynı amaca hizmet için” birlikte çalıştığı zamanlar oldu.

Egemen ülke…

Bu süreç içinde çocuk-yetişkin binlerce insan öldü. Bunları düşününce ABD’nin “neden bugüne kadar beklediği ve ancak bugün harekete geçtiği” sorusu çıkıyor ortaya…

Haberin Devamı

Daha bir hafta önce Beyaz Saray Sözcüsü Spicer “Suriye’deki siyasi gerçekliği, Esad’ın egemen bir ülkenin lideri olduğunu kabul etmek zorundayız” dememiş miydi?

ABD, Suriye iç savaşından sonra “Esad muhaliflerine destek verme” sözüyle ortaya çıkmış, sonra Türkiye’yi ÖSO ile baş başa, ortada bırakarak sadece PYD’ye destek vermişti.

Bugün hala “ABD, SDG(PYD)’yi eğitmeye ve desteklemeye devam edecek” diyorlar.

Suriye’yi (ve Irak’ı) bölmek için insanları öldürenlerle birlikte hareket ederken, bir başka köşede “Artık sınırı aştın” demek, pek inandırıcı görünmüyor.

Her ne kadar bu saldırı zamanında yapılmış olsa da!

Sadece “İdlib saldırısı sabrımızı taşırdı, bakışımız değişti” demek yeterli mi acaba?

DİĞER YENİ YAZILAR