Türkiye’yi Afrin operasyonuna zorlayan nedenler açıktır. Bu nedenlerin başında da ABD’nin PKK’ya yıllardır verdiği destek bulunmaktadır. Amerikan yönetimi “DEAŞ’ı yenmek” bahanesiyle Obama döneminden bu yana PKK ve onun Suriye kolu PYD’ye her türlü askeri yardımı, eğitimi vermekle kalmamış, kendi askerlerini PKK içinde savaştırmış, terör örgütü kabul ettiğini söyleyip durduğu PKK ile “müttefik” olduğunu da açıklamıştır.
Bu uzun süreçte ABD’nin kendi güvenlik kuruluşlarından veya senatörlerinden Suriye politikasını eleştiren ve “PYD ile PKK’nın aynı örgüt olduğunu” belirten açıklamalar da duyuldu, Türkiye da defalarca tekrarladı ama Obama da, Trump yönetimi de bunları yok saydı. Dün Washington’da Hudson Enstitüsü’nün düzenlediği bir panelle ilgili haber gerçeği bir kez daha net şekilde ortaya koyuyor.
Türkiye’yi yalnızlaştırmak…
Bu panele katılan Bush döneminin Savunma Bakanı Müsteşar Yardımcısı Michael Doran, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde izlediği politikayı eleştirirken şunları söyledi:
“Eğer Ortadoğu’da hayati çıkarımız varsa ve bölgede önemli bir rol oynamak istiyorsak bunu ortaklarımızla yapmalıyız… Bu durumda bölgeye baktığımızda çok basit bir soru gündeme geliyor. Türkiye’nin çıkarlarını görmezden gelebilir miyiz? Bence cevap kesinlikle hayır, çünkü Türkiye hayati bir ortak.” “Kendimizle dalga geçiyoruz, YPG-PKK’dır. Türkiye’yi yalnızlaştırırsak durum şu andakinden çok daha kötü olabilir” diyen Doran, Obama döneminden bu yana DEAŞ’la Suriye’de mücadele için ABD’nin PKK’nın kolu olan PYD-YPG’yi seçtiğini” vurguladı.
Bu açıklamalar ABD’nin yaptıklarının, deneyimli devlet adamlarından biri, hem de Pentagon’da görev yapmış biri tarafından ifadesidir. ABD bugüne kadar Türkiye’ye terör saldırılarıyla büyük zarar veren ve sınırlarının ötesine yerleşmesinin vereceği zararı da “Hatay ve Kilis’e sürekli olarak attığı yüzlerce roketle” gösteren PKK’nın PYD veya SDG adı altında gizlenmesine göz yummuş, hatta yardımcı olmuştur.
Asıl niyet…
ABD bugün “Suriye’den çekilmeyeceğini” açıklıyor. DEAŞ Suriye’de büyük ölçüde yenilgiye uğradığına göre aslında ABD’nin Suriye’de işi bitmiştir ancak hala PYD-PKK ile ilişkiyi “Suriye’de kalıcı olmak” için kullanmaktadır.
Bir yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve sivillerin korunmasından söz ederken diğer tarafta Suriye’nin toprak bütünlüğünün PKK tarafından ortadan kaldırılmasına, sivillerin de ya çatışmalarla zarar görmesi veya göç etmesine ön ayak olmuştur.
ABD’nin bunları yapmak için Michael Doran’ın söz ettiği gibi “hayati bir nedeni” yoktur. Tek nedenin “Türkiye sınırı boyunca bir PKK koridoru ve sonunda bir devlet kurdurmak” olduğu artık gizlenemeyecek kadar açıktır.
Türkiye Afrin’de başarıyla ilerliyor, ancak ABD’nin ve diğer ülkelerin bundan sonraki süreçte neler yapacağını henüz bilmiyoruz. Samimiyetsiz politikasının kendi siyasetçileri ve bürokratları tarafından açıklanmasına dikkat ederek attığımız adımlarda hiç hata yapmamamız gerekiyor.