ABD’nin değişen politikası!

Bağdat Caddesi’nde, “İstanbul’un göbeğinde 19 yaşında bir genç kız öğrenciye tecavüz” haberi de Güneydoğu’dan gelen PKK saldırısı ve şehit haberleri kadar vahşet ve dehşet içeriyor.

İl ve ilçelerdeki IŞİD, PKK gibi terör örgütlerinin bombalı saldırılarında ne kadar “güvenlik ve istihbarat” sorgulaması yapılıyorsa burada da ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğu şüphesi akla geliyor.

Vatandaşların can ve mal güvenliği, kadın erkek kim olursa olsun sokakta, caddede “bir saldırıya uğramadan” dolaşmaları devletin öncelikli sorumluluğudur.

Hiç kimse medeni bir ülkede bir genç kızın “o saatte neden sokakta olduğu” gibi bilinçsiz ve çağ dışı bir soruyu sorma hakkına sahip değildir.

Bununla ilgili; İngiliz bir yargıcın gece bir genç kızı parkta taciz eden saldırgana verdiği ağır cezanın nedenini “diğer genç kızların özgürce dolaşma hakkına verdiği zarar” olarak açıkladığı olayı unutmayalım.

Yargı ve devletten bu ülkede de aynı sorumluluk bekleniyor. İl ve ilçelerde vatandaşlar “her ihtimal hesaplanarak” korunmak zorundadır.

Haberin Devamı

Teröre destek

Dün Diyarbakır Sur’da yine PKK saldırısında 3 asker ve 1 polisimiz şehit oldu, 3 asker ağır yaralandı.

Bu kanlı saldırıların diğer ülkeler tarafından desteklendiği ortada olduğu gibi bu ülkeler desteklerini de gizlemiyorlar.

Türkiye Cenevre’de yapılacak Suriye konulu toplantıya PYD katıldığı takdirde katılamayacağını açıklamışken ABD Dışişleri Bakanı John Kerry “Tarafların barış görüşmelerine katılmaması halinde ‘dostlarını kaybedeceği’ uyarısı yaptı.

PYD bu uyarıdan önce “Bize bireysel davet geldi, PYD’ye gelmiş sayılmaz, katılmayacağız” demişti.

Esad Kalacak!

Bu açıklamadan anlaşılıyor ki ABD de ısrarından dönmeyecek.

Ayrıca ABD’deki “müttefik Türkiye’ye karşı kararlar” bununla da bitmiyor. John Kerry aynı zamanda Suriyeli muhaliflerin temsilcilerine “Esad’ın gelecekte kurulacak ulusal hükümette iktidarda kalmasına ve seçimlerde yeniden aday olmasına izin verilmesini” söyledi.

Kısacası ABD bir yanda “Esad belli bir süre sonra gidecek” mesajları verirken diğer yanda bunu sağlamayacağını kendisi açıklıyor.

Haberin Devamı

Bunun nedeni hem işin içinde “Rusya, Esad ve İran”ın olması, hem de ABD’nin IŞİD bahanesiyle “PYD desteği” konusunda onlarla işbirliği içinde olmasıdır.

Böylece Türkiye’nin “Esad gidecek” ısrarında yalnız kalacağı açıkça ortaya çıkmış oluyor.

Ne yapılmalı?

Bu durumda Türkiye’de dış politikasına yeni ve farklı bir vizyon kazandırmak zorunda kalacaktır.

ABD sonunda Rusya ile de çatışmak zorunda kalmayı göze almayacağı gibi, bizim Rusya’yı da karşımıza aldığımız unutulmamalıdır.

Bundan sonra aynı politikayı sürdürerek bu kez ABD ve AB’yi de kaybetmek yerine biraz daha yumuşak çizgide ve kendi ülkemizdeki terörü, sınır ötemizde bize yönelen tehdidi ön plana almamız akıllıca olacaktır. Esad’ın “Türkiye’nin Suriye iç savaşında muhalifleri desteklemesine” karşılık “ben de PKK’ya destek veririm” dediğini, kuzey illerini PYD’ye kendisinin bırakarak çekildiğini unutmamalıyız.

DİĞER YENİ YAZILAR